Eller gider Mersine biz gideriz tersine.
Gençliğimizde çok kullanılan bir tekerleme idi yukarda yazdığım.
Genellikle o zaman toplumun çoğunluğunun fikir ve davranışlarına aykırı fikir ve görünüm sahibi olanlara, yaşanan olaylardan yola çıkan bir kibar uyarı idi bu cümle.
Bu tekerlemede iki ana fikir vardı.
1- Herkes veya bizim onayladığımız kişi veya kurumlar Mersine yani doğru olan aynı yöne gitmektedirler..
2 – Bu yöne gitmeyenler ise tersine giderek yanlış yapmaktadırlar.
Bu tip bir analizi , kendi görüşüme göre , yapıp benim gibi düşünmeyen insanları karşıma almaya niyetim yok.
Benim gibi düşünenlerin ” Helal olsun ne güzel yazmış, kodumu oturtur vallahi ”
diye laf sallayanlarına ise hiç itibar etmem.
Benim konum insan
Bu günkü alanım ise sevgi.
Nedir sevgi ?
Şiddeti nedir yönü nedir ?
Söylem eylem paradoksu sevgi için nasıl gelişir ?
Şartlar değiştikçe sevgi de nefret moduna yol alabilir mi?
Gerçek sevgi nedir ?
Ben konuya buradan başlamak istiyorum.
” Gerçek sevgi, iyilik gördüğünde artmayan, kötülük gördüğünde eksilmeyendir.”
Bu benim çok sevdiğim ve değerli bulduğum bir tesbittir.
Özellikle sevdikleri ve değer verdikleri kişilerden kendilerine ulaşan olumsuz tepkiler sonrası o kişilere olan yaklaşımlara çok dikkat etmek lazım.
Her fırsatta sizi çok sevdiklerini söyleyen kişilerden , onların düşünce ve amaçlarına uygun davranışlardan vazgeçmeniz halinde, alacağınız tepkiyi tahmin bile edemezsiniz.
Gel , tam da burada 11 Temmuz 1864 – 27 Aralık 1944 tarihleri arasında yaşayan Bulgar yazar Peter Deunov ‘ u anma.
O
” Sevgiyi, dünyadaki tüm kötülükler karşı bir zırh gibi giy. Bu zırh, hiçbir silahın delemeyeceği tek kalkandır.” diyor.
Hiç unutulmasın
” Sevgi doğanın , ikinci güneşidir . “
Ülkemin geleceği bütün insanların sevgi ve hoşgörüsüne bağlı.
Bunu bir de siyasiler anlayabilse
Yaşanan tüm siyasal gelişmeler, ülkemizde, nerdeyse seküler kısma ” Siz hala yoksa bu ülkede misiniz ? ” diye soracak bir sevgisizlik ortamını işaret etmektedir.
Keşke yapabilecek birşeylerim olsaydı !!
Son söyleyebileceğim
” Elimde olsa hastalıklar yerine sevgiyi bulaşıcı yapardım “