Yaşam ya da hayat; biyolojik açıdan, kimyasal reaksiyonlar veya bir dönüşümle sonuçlanan başka olaylar gibi bâzı biyolojik süreçler gösteren organizmaların bir özelliğidir. Organik maddeler gelişme ve üreme yeteneklerine sahiptir.
Bazı canlılar birbirleriyle iletişim ya da bildirişim kurabilirler ve birçok canlı iç değişimler geçirerek çevrelerine uyum gösterebilirler. Yaşam bir başka tanımla, canlılık niteliği taşıyan varlıkların yaşadıkları süre boyunca kazandıkları deneyimler ve yaşamın bütünüdür.
Tanımı Vikipedi ‘ den alırsan işte yukardaki tanım karşına çıkar.
Bu ara ülkemizde her yazıyı ince eleyip sık dokuyarak içinden kendine uygun cümleleri cımbızla çekip çıkarma, geri kalanı ise ya yok sayma ya da ihmal etme gibi saplantıları olan değerli insanlar var.
Yani hayat nasıl, iyimi kötümü
Bana göre bu , geniş ölçüde ,nereden bakıldığına bağlı.
Tamam oradan bak buradan bak , ama hayatı tanımlamak için Vikipedi’ nin biyolojik tanımı ile yetinmek herhalde mümkün değil.
Birileri tanımı süreç mantığı ile yapmış.
” Hayat; kendisine dair planlar yaparken başınıza gelenlerdir.” diyor.
André Gide ise ” Hayatı hak edenler, yalnızca onu her gün kazanabilenlerdir..” diyor.
Peki ya hayat ile mücadelelerinde kazanamayanlar onlar ne olacak. Ümitlerini kaybeden veya kaybetmeye yakın olanlara ise değerli edebiyatçımız , ki eşi Huriye Hanım benim Alman Lisesinde Türkçe hocamdı, Behçet Necatıgil aşağıdaki satırlarla kuvvet veriyor.
Ya ümitsizsiniz, Ya da ümit sizsiniz
Ya çaresizsiniz Ya da çare sizsiniz
Bazen insanın hayatına bakıp ta nasıl çileden çıkmadığını anlayamıyorum.
Bu konuda ben düşüncemi ifade edeyim ve son noktayı koyayım
” Akıllı olup ta dünyanın kahrını çekeceğine; deli ol da dünya senin kahrını çeksin.”
Akıllı olduk da ne geçti ki elimize.