Konumuz herzaman olduğu gibi gene insan ve onların davranışları.
Artık bloglarımda siyasete yer vermeyeceğimi hep söylüyorum ancak gene aradan dereden değinmeden de edemiyorum.
Sebebi ağırlığın gene insan olması.
Konu çok önemli gördüğüm ve hemen her bloğumda yer verdiğim insan eğitimi diyeceğimi zannediyorsanız bu sefer yanıldınız.
Bu günkü bloğumun konusu insanların kafasızlığı.
Bu durumun insanların eğitim ve eğitimsizliği ile ilgisi yok.
Bu konuda yazdığım blogda maalesef ben de taraf durumundayım.
Kafasız olarak kendimi halkımdan ayıramam hatta önde gideni olduğumu söyleyebilirim.
Aslında kafasızlık ve iyimserlik atbaşı gidiyor.
Tabii biraz da korku.
Stanislaw Jerzy Lec’ in tesbitlerini hiç hafife almayın. Ona göre
” İyimserler,bir girişimde bulunmanın gereksiz oldugunu düşünenlerdir.onlara göre her şey zamanla daha iyi olacaktır.”
Ancak sonra ilave ediyor.
” Geç kalınmış eylemler,genellikle korkunç eksikliklere neden olur. “
Herşey bütün çıplaklığı ile göz önünde iken benim de içinde olduğum, kendini akıllı sanan bir kısım eğitilmiş korkak olayları görmezden geliyor.
Hadi ben biraz yaşlı, biraz da bastonlu biriyim ama Muhalefet , özellikle Ana Muhalefet okumuş yazmış dana kadar kocaman İnsanlar.
Onlar ilk günden itibaren benim gibi düz vatandaşların görebildiği şeyleri görmediler mi ?
Ülkenin adım adım belirli bir sinsile içinde nasıl ele geçirildiğini veya nasıl elden çıkarıldığını görmüyorlar mı?
Önce palavra davalarla asker bitirildi
Daha sonra onun yerine , yakında ağır silahlarla donatılacak olan, yeni bir inançlı polis getirildi.
Hiç bir neden yokken Suriyede hır çıkartıldı.
Ve arkadan Mısır
Bir yandan da Barış Süreci
Eğitimi de unutmayalım.
Düz Liseler yok edilip talebe inançlı nesil yetiştirilmek üzere İmam Hatip Okullarına yönlendiriliyor.
Şimdi ülkemizin sadece sınırında değil hemen her yerinde Suriyeli kardeşlerimiz var.
Türk vatandaşı ve muhtemelen oy kullanacak
Bir yandan çarşafla derslere giren Lise Öğretmeni diğer yandan Gezi Parkı kini nedeniyle Çarşı Grubunu sindirmek için kurulmuş güya Beşiktaş Taraftarı
Maça giden herkesin gördüğünü bir tek basın yazamıyor.
Zaman zaman büyük düşünce yazarları da yanlış tesbitler yapabilir.
Bakın
” Mantıkla beslenmeyen şey mantıkla yönetilemez” diyor Arthur Schopenhauer.
Halt etmiş
Olaylar belki mantıkla beslenmiyor ama o kadar güzel mantıkla yönetiliyor ki şaşarsınız.
Yönetim ustalığı olayları analiz etmek ve önem sırasına göre değerlendirmek.
Böyle düşününce öncelik ülkedeki eğitim ve özgürlük sorunlarını öne almak ve gerek yurt içi gerekse yurtdışı platformlarda tartışılmasını sağlamak birinci öncelik olmalı.
Ancak muhalefet ” Savaşa Hayır ” mitingleri yapmakla meşgul.
Kahvelerde okey oynanırken bile bir oyuncu karşı tarafa üst üste yarar taş atıp açtırırsa hemen oyunculardan biri sorar.
” Hayrola ortakmısınız? ”
Ama bu gün hiçbir kesimden böyle bir tepki gelmiyor.
Çoğu insan kafaları olmadığı için kafayı bozmuyor
Ülkeme yazık oluyor.