Hüseyin Kozluca

Dün Ferhanı anlatırken Hüseyin Kozlucadan bahsetmiştim.

Hüseyin Abinin G.Saraydan F.Bahçeye transfer olması en çok beni olumlu etkiledi.

Böylece takımda G.Saray taraftarı olan F.Bahçe oyuncu sayısı ikiye çıktı.

Belki başka da vardı ama çaktırmıyorlardı .

Neyse

Kozlucaya tam bir tayfa oldum.

Maçlara bile birlikte giderdik..

Bundan 55 sene evvel futbol maçları Mithatpaşa stadında oynanırdı.

Kapalı tribün 3 e bölünmüştü.

Deniz tarafına bakan en sağ tribün G.Saray taraftarına aitti. Ortada Beşiktaşlılar Gazhaneye bakan en sol taraf ise Fener taraftarı otururdu.

Kozluca ve ben ” Re re re ra ra  ra Gasaray Gasaray cimbom bom ” diye tezahürat yapar Fener seyircisi ise bizi ıslıklar ve yuh diye bağırırdı.

Maçtan sonra seyirci ile beraber yürüyerek Spor ve Sergi Sarayına gider Fener G.Saray maçında sahaya çıkar ve elimizden geleni yapardık.

Kimsenin aklına ulan bu herif sayıyı veya faulü mahsus kaçırıyor diye bir şey aklına gelmezdi.

Bütün bunları o günün insan ahlak ve kalitesini bilin diye yazdım.

Kozluca 1938 doğumludur hala onu resimlerde görür sağlıklı olduğu için şükrederim.

Taksimde Maksimin karşısında maalesef şu an melek olan takım arkadaşımız Engin Muratoğlunun ailesinin işlettiği kuru yemişçi dükkanı vardı.

Bu nedenle Engine Fıstıkçı Engin denirdi.

Maç öncesi çantalarımızı oraya bırakır İstiklal Caddesinde piyasaya çıkardık.

Neden bilmem gezmeye piyasa denirdi.

Hüseyin Abi maç öncesi Pamuk Eczanesine gider Fosfostimol iğnesi vurdururdu.

” Bu iğne bu gün beni maçta 20 santim daha fazla sıçratacak sen de yaptır ” derdi.

Ben ” İğneyi yapan bayan olsaydı yaptırırdım ama kıllı tüylü ele yaptırmam ” .deyip kaçardım.

Benden 8 yaş büyüktü ancak çok dosttuk .

Mesela bir G.Saray maçı öncesi Cihangir yolunda Otel Plazada kampa girmiştik.

Otele G.Saraylı Arap Ercan ( Ercan Devekuşuoğlu ) geldi.

Ünlü gazeteci Ferhan Devekuşuoğlu’ nun kardeşi.

Üstünde beyaz bir pardesü esmer rengine çok yakışıyor.

Yanında bir başka esmer renkli biri ismi  Osman’mış.

Kozluca ” Sen de gel ” dedi.

Hep beraber çıktık Taksime doğru yürü üç bina ötede Klüp 12 .

Selçuk Ural Ankaradan gelmiş .lk defa İstanbulda sahneye çıkacakmış.

İçeri girdik oturduk  duvarlar çakıl taşından ve çim ile dekore edilmiş.

Qsman ” Burası benim kaldığım hücreye benziyor ” dedi.

Ben Hüseyin Abiye baktım.

” Osman İzmirli bir kabadayı , aynı zamanda Karşıyaka Su Topu takım kaptanı ” dedi.

” İçerdeyken gardiyanın biri ile dalaşmış hücreye atmışlar onu söylüyor ” dedi.

Klüpte Selim Özer orkestrası çalıyor.

Biraz sonra Osman Abi garsonun biri ile dalaştı .Selim Özer araya girmek istedi. Onun da ceketini kollarına kadar indirdi adam kollarını oynatamıyor Osman abi onu tokatlıyor.

Kapıdaki Fedai eski güreşçi Süleyman Baştimurmuş . Basketbolcu Mehmet Okur’un dedesi.

Mekanın sahibi Baştimur ile haber yollamış hesap falan ödemesinler mekanı terk etsinler diye.

Çıktık otele döndük saat 12 bile olmamış .

Hüseyin Abi ” Osman sizin odada kalsın ” dedi ” Emrin olur ” dedim.

Odada  birlikte kaldığım şu an İsveçte olan takım arkadaşım Güray var o da çoktan uyumuş.

Osman Abi ben kanepede yatarım dedi.

Vallahi korkudan o uyuyana kadar çıtım çıkmadı.