Bu gün sabah konuştuğum bir değerli dostum bir kaç gün evvel İstanbul içi bir Kültür Turuna katıldığını anlattı.
Daha evvel bu ve buna benzer aktivitelerde çoğunlukla yer alan bir hanımefendi.
Daha evvel gördüğü yerleri tekrar ancak bir başka gözle izlemiş.
Bunun sebebi de turun operatörü olan bir değerli bayan profesör.
Özellikle Topkapı Arkeoloji Müzesi onu daha önce hiç hissetmediği duygulara itmiş.
Kendi söylemi ile ” Bu geziden sonra bunca yıldır yaşadığım şehire daha bir farklı gözle bakmaya başladım ” dedi.
Bu gün ülkeye biraz geri çekilip bakarsanız dostumun ne demek istediğini daha iyi anlarsınız.
Benjamin Franklin
“ Resimlere ve kavgalara uzaktan bakmak iyidir. ” demiş.
Ne kadar haklı diyecektim ki kavgalara lafı bana fren yaptırdı.
Resimlere uzaktan bakmanın iyiliği zaten bilinen bir şey kimse onu tartışamaz ama kavgalar
Ama kavgalar !!!
İşte orada durmak lazım
Ülke bugüne kadar ne çekti ise olaylara uzaktan bakmaktan çekti.
Uzak bir dert , bakmak ayrı bir dert.
Hani çok bilinen bir espridir.
Devleti yönetenlere bakan diyorlar diye .
Halbuki gören demek lazımmış.
Kimse böyle saçma işlerle kafasını yormasın
Tüm ülkeye bir Başgören yeter de artar.
Marmararay inşaatı başladı birilerinin tanımı ile 3 – 5 eski kapkacak çıktı.
Çalışmaların hızı kesildi Proje bu nedenle geç kaldı.
Yoksa aslanlar gibi zamanında yetişecekti.
Bir de çıkanlar hep Bizans dönemine ait.
Padişahların abdest aldıkları altın gümüş ibrikler çıksa ne ise.
İstanbulun tarihine bakıldığında
1- Tarih öncesi dönem (MÖ 3000-MÖ 667)
2- Byzantion dönemi (M.Ö 667-M.S. 330)
3- Konstantinopolis ve Bizans İmparatorluğu dönemi (330-1453)
4 – Konstantiniyye ve Osmanlı İmparatorluğu dönemi (1453-1922)
Yani sizin anlayacağınız yukarda yazdığımız bütün dönemler ile ilgili değerli eserlerin buradan , eğer tarih Marmaraya tercih edilmese idi, çıkartılması mümkün olacaktı.
Olmadı,
Üstünü kapattılar tarihi yok ettiler
Olsun Marmarayı 29 Ekimde açtılar ya
Sonra bize yakışan magazin
Elektrik Kesintisi
Vagon içi ellemeler
Elleme polisi
Bu konuda hem çok üzgün hem çok sinirliyim.
İnsanlarının olaylar dolayısı ile aldıkları tavrı belirttiğim benim , yani Minkeos’un , bir deyişi var.
Ben böyle durumlarda
” Herşey bir şeye göre bir şeydir ” derim.
Durumu tam açıklayabildim mi bilmem ?
Başgören Yardımcısı olsaydım durumu açıklamam kolay olurdu
” Şeyini şey ettiğimin şeyi ” derdim herkes anlardı.