Yemin Etmek

Bizim Haydarpaşa’da okuduğumuz zamanlarda talebe sayısı kaçtı. Kaç kişi yatılı okurdu , inanın hatırlamıyorum. Bilen varsa yazsın. Ancak bildiğim ilk yıl 4. sınıflarda 4 O şubesi vardı. K , L , M , N ,O şubeleri zemin katta yer alırdı.

Alfabeyi gözünüzün önüne getirin her sınıfın ortalama 40 kişi olduğunu düşünün , koyun bunun üstüne 5. ve 6. sınıfları . Bir de ortaokuldaki okuyanları ekleyin. Bunların çoğunun da yatılı olduğunu düşünürseniz of da of. Tahminim 2500 in üstünde bir nüfusumuz vardı. Annemin kuzeni Yusuf Dayı okulun baş ahçısıydı. Bazen onun yanına iner yemek yapılan tencerelerin büyüklüğünü görür hayrete düşerdim. Çıkar ayakkabını gir tencerenin içine üstüne kapağı kapatsınlar.

İlk yıl yaşadığım en büyük üzüntü Almanca Hocamız Vildan Hanımı kaybetmemiz oldu. Kendisini kanserden kaybettik.  Son 2 ayda Melahat adında yeni bir hoca geldi. Çok bakımlı ve güzelce bir hanımdı. O zamanda  ” Şıngır şıngır oynuyor Melahat Melahat  ” diye bir şarkı ünlü idi. Sınıf o şarkıyı söyleyerek ona derse girerken eşlik ederdi.

Her Pazartesi Orta bahçemizde toplanılır ve İstiklal marşı söylenirdi. Bayan öğretmenler deneyimli olduğu için talebe sınıflarına girene kadar bahçede beklerdi. Melahat Hanım bir gün hata yaptı ve talebenin içine girdi. Giriş o giriş ben onu son talebenin elleri üstünde yukarı çıkarken gördüm. Hemen Müdüre gitmiş ve okuldan ayrılmış. Bir daha da derse gelmedi.

Okul maçları başlayacak . Maçtan bir gün önce revirde kampa girdik. Pek keyifli değil ama bayağı gırgır .Boy uzun . Ayaklarını yatağın ayak ucundaki demirlerin içinden çıkarıyorsun işin orası tamam da gece uyku halinde şekil değiştirmek istersen nasıl geri çıkaracaksın?

Takımın en heyecanlısı Ayhan . Elinde bir top herkesin yatağına gelip yarınki maçı alacağımız hususunda yemin ettiriyor.

Yarın yenermiyiz bilmem ama Ayhan böyle devam ederse bu gece uyuyamayacağımız kesin.

Yorum yapın