Yürüyerek Gidip Dönmek

Bir yandan okula alışmaya çalışıyorum diğer yandan basketbol takımını takip ediyorum.

Geçen seneki takımda oynayan Modasporlu Birol ve Kadıköysporlu Gaga Eyüp’ün kardeşi Engin mezun olmuş.

Son sınıfta okuyan Can Yeldeğirmeninde oturuyor . Sanırım Ankara Apartmanında . Ankara’dan okula katılan Ayhan Alnıaçık  ve Nadir iyi oyuncular . Nadir ünlü tiyatrocu Şahap Akalın’ın oğlu. Ayhan Kırbaç adlı fiziği çok üstün bir kısa oyuncumuz var . Asıl branşı jimnastik ve galiba kayak yapıyor. Bir de sessiz sakin Atilla diye hiç bir kulüpte oynamayan bir arkadaşımız var bir de Aslan . Uzun boylu fakat çok sıska . Kıçı vurdun mu saha dışına gidiyor. Bu kişilerden yeni bir takım yapacağız. İşimiz zor.

Okulun Md. yardımcılarının çoğu Beden Eğitim dersine giriyor. Muzaffer Tunçalp , Ömer Boncuk , Orhan Okay , Süreyya Kayaçetin ve yeni gelen Zeki Yılmaz. Zeki Hoca gençliğinde Ankara’ da basket oynamış. Basketbol takımı ona verildi. Muzaffer Tunçalp o zamanlar İstanbul Basketbol ajanı idi. Ancak bizim okulun yanı sıra aramızda büyük rekabet olan Saint Joseph Lisesinin de hocası olduğu için okulda pek sevilmezdi. Orhan Hoca İzci başı idi.Bayram ve özel günlerde İzci kıyafeti ile okulun başında yürürdü. Süreyya Kayaçetin atletizme bakardı. Boncuk Ömer eski bir Fenerbahçe futbolcusu idi. Bizim 4 A sınıfı ise Müdür Yardımcısı Hulusi Hoca’ya bağlıydı.

Saint Joseph ile yapılan okul maçlarında genellikle biz başarılı olmamışız. Sebebi çok net. Saint Joseph de okul öncesi 2 yıl Hazırlık okunur . Yani bizden 2 yaş daha büyük ve deneyimli oyuncular ile  oynarlar . İki yıllık bir basketbolcunun kendisinden iki yaş büyük 4 yıllık bir basketbolcu ile mücadele etmesi çok zor.

Ben sabahları okula yürürdüm. Hatta bazen öğle paydosunda da yemeğe eve yürüyerek  gider dönerdim. Bir gün Hulusi Bey beni odasına çağırdı.” Bedia Hanımdan senin için şikayet var . Sen okula giderken yolda sigara içiyormuşsun ” dedi. Ben de 1959 dan beri sigara içtiğimi ancak okulun sınırları içinde içmediğimi söyledim. Boncuk Ömer’in kenef baskınları pek meşhurdu. İçeri talebeye  ” Kenefin üst kapakları ” diye bağırarak girer ve sigara paketlerini toplardı. Talebe de bunu bildiği için içinde 1 veya 2 sigara olan paketleri ona teslim ederdi. Kalan sigaralar zulada tutulurdu. Hulusi Bey okul sınırları dışında da sigara içemiyeceğimi , yollarda sağıma soluma bakmamı nasihat etti. Harika bir insandı.

Okul saatleri dışında mahallede yaşadığım ilginç olayları yazmaya devam edeceğim.

Yarın

 

 

 

Yorum yapın