Bosch

Evden çıkmadığımız gün sayısı galiba 30 u geçti .

Şu an bizi yönetenlerin karşısındaki muhalefet de 17 yıldır görevde.

Size değerli heykeltraş Rodinden bahsetmek istiyorum.

Düşünen Adam heykelinin sahibi.

Hani eserlerinizi nasıl yaratıyorsunuz diye soranlara taşın fazlalarını atıyorum geriye heykel kalıyor diyen sanatçı

François-Auguste Rodin, (d. 12 Kasım 1840Paris – ö. 17 Kasım 1917Meudon) Fransız heykeltıraş.

O da nereden aklına geldi diyorsanız şundan.

Hem iktidar hem muhalefet önüne bir taş almış fazlalıkları atıyor geriye bir eser çıkıyor.

Ancak iktidarın eseri ile muhalefetin eseri birbirine hiç benzemiyor.

Bizi yönetenlerin düşündüğü eser kendisinden olmayanları dışlayan bir çalışma

Polisler ile yetinmediler kendilerinden oluşan bekçileri alana soktular

Onlara tabanca verdiler.

Sonra kendisi gibi düşünmeyenleri tahrik ederek , onlara hukuki baskı uygulayarak meydanlara çıkmalarını sağlamak istediler.

Ancak muhalifler sokaklara dökülmedi ve bu amaç gerçekleşmedi.

Bir yerde herkesi Allah korudu.

Ama sonra onların hiç düşünmediği bir şans geldi.

Covid   –   19

Yaşadığımız Covid –  19 salgının da yardımı ile bizi yönetenler çok istedikleri şeyleri  gerçekleştirmek için büyük imkan sağladılar.

Şimdi sokakta sınırlı sayıdaki insan  kısıtlı süre içinde hareket edebiliyor .

Bu fırsattan istifade çok kişi göz altına alınıyor ve cezalandırılıyor .

Bir de tam da burada son 90.000 kişinin sokaklara çıkacağı kısmi af uygulamasından bahsetmek zorundayız.

Zaten 10 gün evvel insanların sokaklara çıktığı ve virusun çok sayıda kişiyi etkilediği günlere bir de sokağa çıkacak 90.000 kişiyi ilave edin başınıza ne geleceğini tahmin edebilirsiniz.

Muhalefet ne yapıyor derseniz.

Onlar ise iktidarın değirmenine su taşımakla meşgul.

İstanbul’da seçimlerde İmamoğlu’nun seçim stratejisini her halde unuttular .

İmamoğlunun başarısı iktidarla sürtüşmemesi ve kendi projelerini anlatması idi.

Şimdi muhalefetin buna benzer bir uygulama yapması gerekiyor çünkü durum çok açık

İktidar şu anda kendisinden olmayanların yaptıkları öneriler ne kadar faydalı ve doğru olursa olsun kabul etmiyor.

Sayısal çoğunluğu nedeni ile teklifi önce reddediyor sonra çok benzer teklifi kendi Komisyona getirip geçiriyor.

Muhalefetin ise anlaşılmaz bir tutumu var .

Önerilerinin içinde bir şekilde Parti Başkanının ve Partilerinin  ismini muhakkak geçirip karşıyı hasta etmeye çalışıyor .

Kullandıkları dil ise ileri derece tahsilli olanların dili.

Bu ağdalı dille iktidar yanlısı eğitimleri daha kısıtlı insanları kendine çekme şansları yok.

Ancak görebildiğim kadarı ile zaten böyle bir istekleri de yok.

İktidar benden olanların dışındakileri saymam diyor muhalefet saymazsan sayma diyor.

Size çok çarpıcı bir örnek vereyim.

23 Nisanda camilerden İstiklal Marşı okunması.

Muhalefet gece saat 21 de Camilerde İstiklal Marşı okunsun diyor.

Böylece o saatte okunmamasını garanti ediyor.

Çünkü yatsı namazının saati yaklaşık 21.30

Halbuki bir zahmet namaz saatlerine baksa en uygun saatin sabah 9 olduğunu görürdü.

Ancak amaç üzüm yemek değil insanları germek bu durumdan ne gibi bir menfaat sağlıyorlarsa

Bundan sonra ne olacak derseniz.

Virus bütün hızı ile etkisini gösterecek.

İktidar ve Muhalefetin idrar yarışı bütün hızı ile devam ediyor.

Sağ kalanlar benim gibi 65 yaş üstleri ve çok az sayıda bir kısım vatandaş olacak.

Gerisi er kişi veya hatun kişi niyetine .

Benim bu uyarılarımı takmayan çok kişi olduğunu biliyorum .

Çünkü önemli olan iş ve aş .

Pazartesi günü gene herkes dışarıda olacak.ilir

Daha ne söylenebilir ki.