Saftirik

Saftirik

Eşimin kullandığı bir kelimeydi.

Bunu birisini aşağılamak için değil destek olmak için kullanırdı.

Bu gün yaşananlara bir bakıyorum da birilerine hakikaten bu kelimeyi kullanmak gerekiyor.

Konuya eski zamandaki bir yaşanmışlığı anlatarak başlamak istiyorum.

Çok eski zamanlarda sıcak bir Ramazan günü.

Yerde oturup yemek yeniyor.

İftar açılmış yemekler yenmiş en sonunda masalara içinde buzların olduğu bir üzüm hoşafı gelmiş.

Masalar iki kişilik.

Ortada bir hoşaf tası davete katılanların elinde birer kaşık.

Ancak bir masada oturan iki kişinin kaşıkları farklı..

Birinin elinde normal bir kaşık , diğerinin elinde bir servis kaşığı.

Diğer kaşıktan beş defa daha büyük.

Bir yandan hoşafı içiyor diğer yandan da  ” Oh öldüm ” diyormuş.

Öbür adam durmuş durmuş birden hamle yapıp büyük kaşığı ucundan yakalamış.

” Ver bakalım kaşığı biraz da biz ölelim ”  demiş.

Demek ki o zamanın insanları saftirik değilmiş.

Ya şimdiki insanlar saftirik mi ?

Bence kesin öyle.

Saftirik olmayanlar biz 65 yaş üstü olanlar.

Bizi hala dışarı çıkartmıyorlar.

Bana göre olay gayet net.

Herkes dışarıdayken bizi çıkartmayanlar haklı.

Virusu bize aktarabilirler.

Ancak herkese sokağa çıkma yasağı uygulanırken bizi neden dışarı çıkarmıyorsun kardeşim.

Bizim yaştaki insanlar virus taşımıyor ki.

Ayrıca 2 saat 4 saat ne demek.

Dışarı çıkıyorsun parklarda sahillerde oturmak yasak.

Yürü yürü kaç dakika yürürsün.

Zaten biri bizim emekli maaşımıza da gözünü dikmiş .

Adam 20 yıldır emekli maaşı alıyor diyor .

O benim arkadaş .

Yirmi iki yıldır emekli maaşı alırım.

Bizlerden kendilerine oy gelmeyeceğini bilirler.

Planları gayet net.

Bir süre sonra  hem bizi hem diğerlerini birlikte sokağa bırakacaklar.

Sonra yakacaklar çubuklarını izleyecekler.

Biz de maskelerimizi takacağız

Güvenli mesafeyi koruyacağız.

Ve hijyene azami derecede uyacağız.

Göreceğiz bakalım kim saftirik.