Anneler günü

”  Lütfen parmaklıklara fazla yaklaşmayın ve kabuklu fıstık dışında yiyecek vermeyin.”

Yarın dışarı çıkacağız ya insanlara , muhtemelen gene bizim iyiliğimiz için bu tip uyarılar yapılacak.

Çünkü evde tutulan bizler yasalara ve şartlara uyan bir nesiliz.

Hatırlarsınız eski Türk filmlerinde öpüşmek yasaktı.

Çiftler önce birbirlerine doğru koşarlar sonra sarılırlar , daha sonra geriye çekilip öpüşecekmiş gibi yakınlaşırlar sonra tekrar kafa kafaya gelirlerdi.

1950 li yılları anlatıyorum.

Bu iş Amerikada nasıldı diye sorarsanız?

İlk öpücük sahnesini içeren film, ampulün mucidi Thomas Edison tarafından 1896 Nisan ayında Edison stüdyolarında çekilmiş ve William Heise tarafından yönetilmişti. Başrollerinde May Irwin ve John Rice olan filmde, dul bir kadın ve bir erkek dudak dudağa öpüşüyorlardı.

Hatta o yıllarda Amerika’da bir ailenin 5 yaşındaki çocuğu bir filmde öpüşme sahnesi görmüş , annesine bağırmış.

” Anne gel adam kadının ağzını yiyor.”

O yaşların gençleri olan bizler ise ülkemizde  öpüşme sahnelerinde ” Eyi muz ” diye bağırırdık.

Genellikle kendine ait bir odası olmayan , sokakta arkadaşları ile oynayan bir nesildik.

Bu gün evde kalan bizleri anlayın diye bunları yazdım.

Cumhurbaşkanımızın hediyesi olan 5 maske bana hemen ulaşmış ancak bu güne kadar ihtiyacım olmadığı için açmamıştım.

Sabah açtım.

Burnun üstündeki tel maalesef yok.

Maskeyi kulaklarına geçir yukarıdan virus doğrudan içeri.

Tam bir ayı tuzağı sizin anlayacağınız.

Şimdi maskelerin satışına izin verildi .

Ancak 50 lik paketler halinde satılacakmış.

Ben 50 tane maske almam , ayrıca bilirim ki hepsi de telsiz.

Ben zaten epey yaşlı sayılırım , haftada bir gün sokağa çıksam 50 haftalık maskeyi ne yapayım.

Şimdi çok moda olan şeffaf plastikten bir maske var.

Uzay maskesi gibi .

25 liraydı bu gün baktım kasko dahil 50 liraya çıkmış.

Ülke insanı bayağı fırsatçı.

Çok kullanılan bir deyimdir.

” Kimse kimseye karşı değildir , herkes menfaatinin yanındadır.

Bu gün iyi bir haber aldım .

Kapalıçarşı açılacakmış.

Herhalde adı Açıkçarşı olacak.

Üniversitede okurken Kapalıçarşıda dolaşmayı çok severdim .

Ve tam ortasındaki tatlıcıdan tatlı yemeyi.

Neyse

Yalnız halen netleşmemiş bir durum var

Kendi başına yürümede zorluk çeken dostlar ne olacak?

Refakatçilerine izin verilse bile onların  sağlıklı olup olmadığını nasıl bileceğiz.

Ayrıca Anneler Gününe denk gelmesini nasıl açıklayacağız.

Geçen hafta sokağa çıkma izni verilseydi daha iyi olmazmıydı?

Bu günkü  uygulamaya  pek özensiz oldu.

Bizim sokağa çıkmamıza kimse önem vermiyor.

Bu gün Site Yönetimini aradım.

Benim hep oturduğum ancak şimdi kaldırdıkları bankı gene eski yerine koysunlar diye

Bir de plastik bahçe sandalyelerinden fiziki mesafeye uygun olarak bahçeye yerleştirin dedim.

Ben yarın bankımda keyif süreceğim diğerleri koltuklara tüneyecekler.

Sitenin dedesi olmak kolay değil.