İlk Mektep

Ben İlkokulun 4,5 yılını Üsküdar Halil Rüştü İlkokulunda yaşadım.

Okulum oturduğum İnkilap Mahallesi Evliya Hoca sokağından Ahmediye caddesine çıkarken sola doğru 5-6 bina gidince ulaşılan bahçeli , ahşap 2 katlı bir okuldu.

Epey eski merdivenleri gıcırdayan bir okuldu.

Okulun yaşlılığına paralel olarak öğretmenlerimiz de çok yaş almış kişilerden seçilmişti.

Mesela benim öğretmenim Fevkiye Hanımdı.

Kar rengi saçlı herhalde 60 lı yaşlarda ancak 100 yaşında görünümlü bir hanımdı.

Daha sonra kız  kardeşim de aynı okulda Üsküdar Musiki Cemiyetinin Şefi Emin Ongan’ın eşi Perihan Ongan’ın talebesi oldu.

Mezun olmama yarı yıl kala Türkiye’ de yeni başlatılan bir projeye uygun olarak her ilçenin en iyi talebelerini yeni bir okula alınması  kapsamında Kısıklı yolunda Bülbülderesinde yeni yapılan ” Hattat İsmail Hakkı İlkokulu ” na geçtim.

Yeni öğretmenim Ümran Yorulmaz oldu.

Daha yeni öğretmen olmuş genç biriydi.

Yeni okuluma gitmemde bir sorun yoktu .Yeni okul da evime aynı uzaklıktaydı .Evden çıkıp sola doğru devam edip Çingene Fırının yanından yürüyüp Kısıklı yoluna çıkıp sağa doğru 100 adım giderek okula ulaşırdım.

Keyifli bir hayatım vardı.

Amerikan yardımı hep yanımızdaydı

Sabah okulun görevlisi tarafından tencerelerde Amerikan Süt Tozu eritilir ve sıcak süt haline getirilerek bizlere bardakla dağıtılırdı.

Koyu kırmızı renkli Amerikan Peyniri ve daha açık renkli Tereyağı ile mükellef bir kahvaltı yapardık.

Haftanın ilk günü haftalık ders programı öğrenciler tarafından yapılırdı.

Dersler belli haftalık saatler belli ders programını yapmak kolay diyebilirsiniz.

Pek kolay değildi .

Haftanın ilk günlerine Beden Eğitimi , Resim , Müzik koyar Türkçe , Matematik son günlere kalırdı.

Ticaret hayatım da o sene başladı.

Benden daha uzun ,daha kalıplı olan sarışın yeşil gözlü Gülşen ile birlikte teneffüslerde okulun zemin katındaki pencereden talebeye simit satardık.

Akşam hizmetimizin karşılığı olarak okul bize bedava 1 simit verirdi.

Duygusal bir heyecan m bilmem ben simidimi  Gülşen’e veriyorum o da kardeşine götürüyor.

Sayılı gün çabuk geçer derler ya o sene de yılın sonu geldi.

Ticaret hayatı sana ne kazandırdı derseniz.

Simit hamuruna önce sulandırmış pekmezin emdirildiği  sonra susama batırıldığını öğrendim.

Simidin tadı oradan geliyor sizin anlayacağınız.

Simidin tadının nereden geldiğini biliyorum da

Daha ne kadar evde kalacağımı bilemiyorum.

Kasım ayına kadar dururum .

Oldu oldu sonra kendimi sokağa atarım.