Otopark

Erken kalktım içim içime sığmıyor bir an önce saat 11 olsun diye bekliyorum.

Kendimi motosiklet gibi hissediyorum.

Hep ileri.

Bilirsiniz motosikletlerin geri vitesi yoktur.

Bir yandan balkonun penceresini açtım bir yandan da bu gün sokaklarda sadece biz yaşlılar olacağız diye keyfim gıcır.

Sokağa bakıyorum ancak gezenlerin kimliği hakkında bir yorum yapamıyorum.

Her yaştan insan yollarda.

Her halde 11 e kadar dolanacaklar sonra sahayı bize bırakacaklar.

Belediyenin yemeğini almadan , karnımı doyurmadan bir şey yapmak istemiyorum.

İşler rast gidiyor 12 gibi yemek geldi.

Karnımı doyurdum bir uyku geldi.

Güneş de kafamın tam üstünde .

D vitamini almak için balkona çıkacak havamda değilim.

Devit  3 üm var kırarım ekmeğin üstüne döker yerim dedim.

Yattım bu sefer  65 üstü dostlardan mesajlar gelmeye başladı.

Hani çocukluğumuzda söylediğimiz tekerleme gibi

” Ahmet pabucu yarım çık dışarıya oynayalım ”  .

Yapacak bir şey yok gelen maskeleri açayım artık dedim.

Bu güne kadar hiç açmamışım .

Bir maskeyi elime aldım burun yerinde tel var mı diye bakıyorum .

Yok

Üstten kulaklarıma maskenin lastiklerini takacağım.

Beceremedim

İlk başta bakanın biri de takamadı diye kendimi avuttum.

Ama defalarca uğraşmama rağmen beceremedim.

Sol kulağa takıyorum sağ kulaktaki çıkıyor.

Önce sağ kulağa takayım dedim sağ kulakta durmuyor.

Karar verdim sağ kulağım sol kulağımdan küçük.

Sonra nasıl olduysa becerdim.

Hemen gittim evin anahtarını cebime koydum.Çünkü hele bir anahtarı evde unut yandığının resmidir.

Sonra koridora çıktım , yanıma bir kürdan almıştım onunla düğmeye basıp asansörü çağırdım .

Aynı katta oturan Bingül Hanım diye bir arkadaşım var.

Her şey normal iken Sitenin bahçesinde bisikletle dolaşırdı.

Bu gün erkenden dolaştı şimdi ise bana yardımcı olmak için gene aşağıya inecek.

Bahçeye çıktım dün site sorumlularına yaptığım uyarıya rağmen bahçede ne bank var ne sandalye.

Kaldırılmalarının nedeni hasta biri gelip banka veya sandalyeye nişan alıp aksıracak öksürecek tükürecek biz de bunlara ellerimizi sürüp sonra da ellerimizi gözümüze süreceğiz.

Bence inandırıcı değil ama birileri buna insanların inanmasını istiyor.

Bahçeye çıktım bütün çocuklar dışarıda.

65 yaş üstü bir arkadaş çocuk parkında kendine sırtını dayayacak bir yer bulmuş.

O sırada karşı blokta oturan iki köpekli orta yaşlı bir hanımı gördüm.

Gene iki köpeğini gezdiriyor.

Hayvanlar devamlı dışarıda .

Çünkü onlar ihtiyaç gidermek için günde iki kere dışarıya çıkmak zorundalar.

Anladım ki dünyada üç önemli olay var .

Birincisi ateşin bulunuşu , ikincisi Matbaanın icadı

Üçüncüsü evlerin içinde tuvalet olması.

Eğer tuvaletler eski zamandaki gibi bahçede olsaydı biz de şu an eve tıkılıp kalmaz her gün bahçeye çıkardık.

Köpekler Corona Virus taşıyıcısı değil diyorlar.

Bu güne kadar böyle bir vaka saptanmamış.

Ama bizim için de bu yaştan sonra virus taşımazsınız diyorlar.

Ona rağmen bizi dışarıya salmıyorlar.

Hayat bir garip oldu.

Yarından sonra bir çok dükkan açılacakmış.

Gaye sanırım insan nüfusunun azaltılması.

Ancak virus gösterdi ki iyi tarafları da var.

Ozon deliği kapanmaya başladı.

Tabiat canlanıyor.

Haliçte Tuzlada yunuslar görüldü.

Para para diye bir taraflarını yırtanlara bir çift lafım var.

Çok şükür ki gökyüzü henüz hiçbir cüzdana sığmıyor