Kemal Erdenay

Değerli dostlar bu gün size birlikte oynadığımız basketbolcu Kemal Erdenay ile ilgili anılarımı aktarmak istiyorum.

Bizim oynadığımız  senelerde A takımlarında olduğu gibi Genç Takımlarda da Türkiye Şampiyonası bir şehirde yapılırdı.

Turnuva İstanbulda Spor ve Sergi Sarayında yapılacaktı .

Ankaradan  Doğanspor ve Demirlibahçe takımlarının katılacağını öğrendik .

Dediler ki Doğansporda Kemal diye bir oyuncu var Ankarayı sallıyor.

Ben de kasılmak gibi olmasın İstanbul’da en fazla sayı yapan oyuncuyum takım arkadaşlarım aramızda iyi bir çekişme olacağını söyledi.

F.Bahçe olarak ilk maçımız da Doğansporla.

Sahanın çıkışında bir araya geldik.

Doğanspor yepyeni forma ve eşofman ile eşofmanların arkasında isimleri yazıyor biz ise A Takımının eski formaları ile oynuyoruz.

İki takım  yanyana takım arkadaşlarım bana ‘ Kaptan eşofmanların arkasında niye isimleri yazıyor ‘ diye sordular ‘ karşı takım oyuncuları da duyuyor  ‘  İstanbul büyük şehir ya  ‘ dedim ‘ Kaybolurlarsa bulunsunlar kaldıkları otele getirilsinler diye.’

Rakip takımdan gülüşmeler oldu biri geldi ‘ Merhaba ben Kemal’ dedi.

Baktım benden biraz kısa yanındakilere baktım Özcan benim kadar belki biraz daha uzun  şimdi face de arkadaşım,

Kırmızı yanak Mehmet benim boyumda.

Neyse

Kemal ile ben çok farklı oynuyoruz

Ben uzak yakın her pozisyonda şut atıyorum o devamlı potaya gidiyor.

Çünkü iyi şut atamıyor hatta iyi faul de atamıyor

Ama 3 adıma girerken ilk adımı o kadar uzun atıyor ki

Mani olmak mümkün değil

Maçı onlar kazandı ancak o turnuvanın en iyi oyuncusu Demirlibahçeden Ömer’ di.

Sporu bırakınca hakemliği seçti ve çok başarılı oldu. Face de arkadaşım.

Daha sonra Kemal İ.T.Ü ye transfer oldu.

İstanbul’ a geldiği için bizim eve gelip kalmışlığı anamın yemeklerini yemişliği vardır.

Üniversite okumadığı için erken evlendi ilk çocuğu Harun Erdenay’ın da ilk hocası kendisidir.

Oğlu Harun Erdenay daha sonra sanırım G.Sarayda oynadı sonra işi büyüttü Federasyon Başkanı bile oldu.

Küçük oğlum Onurhan nasıl oldu bilmem bir baktım Harun ile arkadaş olmuş evine falan gidiyor.

Hala dostlukları devam eder.

Bir gün takım kaptanımız Batur Abi vefat etti.

Büyük oğlum Uğurhan’ a rica ettim beni Şakirin Camisine götür dedim.

Girişe yakın bir yerde beni indirdi arabayı park etmeye gitti.

Orada bir taşa oturdum baktım Kemal geliyor .

Filinta gibi sadece saçları beyaz.

‘ Kemal bir el ver ‘ dedim.

Önce bu beyaz sakallı bastonlu kişiyi tanımadı sonra o merhaba dedi , el verdi caminin avlusuna çıktık.

Eşi dostu gördüm ancak çok kalabalık.

‘ Kemal ‘ dedim ‘ oturacak bir yer yok benim de ayakta durmam mümkün değil ne olur benim de geldiğimi söyle ben ayrılayım  ‘

Olur dedi bu Kemali son görüşüm oldu.

Kim bilir bu virus bir gün geçerse  tekrar görüşürüz.