Kız Kulesi

Üsküdar’da  otururken benden yaşça büyük olan ev sahibimizin çocukları ile birlikte Çiftekayalardan denize girerdik.Denizin üstündeki kıyıya yakın  iki büyük kaya  nedeni ile  oraya  Çiftekayalar denirdi.

Ben daha ortaokuldayım çocukların Büyüğü Nejat Abi yeni avukat olmuş Cevat Abi Hukuk Fakültesinde öğrenci , Filiz Abla benden birkaç yaş büyük.

Şimdi sadece o hayatta,  psikolog  , çocuklarım ve torunlarıma ise büyük katkısı oldu.

Şimdi bana fırça kayıyor artık abla deme diye. Bir kere yazmıştım senden 3 yaş büyük olan arkadaşın sen 3 yaşındayken senden 2 misli büyüktür 100 yaşına gelince hemen hemen aynı yaşta sayılırsınız .

Hiç tınmıyorum abla her zaman abla.

Çiftekayalar , Kızkulesinin tam karşısında idi , belki inanmayacaksınız, oradan denize girer Kızkulesinin etrafında döner sonra kendimizi akıntıya bırakır Doğancıların altına ulaşır , kıyıdan devam ederek Harem’e ulaşırdık.

Dalar midye çıkartır sonra çer çöp ve kuru dallar ile ateş yakar orada denize girenlerin bıraktığı  düzeltilmiş gaz tenekesi ve  4 tuğlayı kullanarak  midyeleri pişirir ve gelirken fırından aldığımız taze ekmek ve  şişe suyu eşliğinde yerdik.

Sonra biri gider elbiseleri alır ki o genellikle ben olurdum. Sonra bir birimize havlu tutarak giyinir daha sonra toprak yokuştan Aypark sinemasının önüne çıkar Sunar Sinemasından aşağı yürür evimize dönerdik.

İleriki yıllarda  yüzme şeklim değişti.Denize çok kısa bir süre girmeye başladım.Önce yüzükoyun serbest yüzüyor sonra sırt üstü geri dönüyordum.Ondan sonra gölgeye oturup kitabımı okuyor tekrar denize girmiyordum.

Üsküdarda sadece Çiftekayalardan değil zaman zaman Salacak Plajından da denize girerdim.

Plajda Aslan diye bir arkadaşımız vardı , bir su geçirmez saati hep kolundaydı.

Sarışın mavi gözlü yakışıklı biriydi Plajın duvarından denize atlar devamlı saatini gösterip  kızlara hava yapardı.

Ayrıca boynunda altın zincire takılı bir kolye .

Benim hayatta hiç kolyem olmadı. Aslına bakarsanız şövalye yüzüğüm de olmadı. Alyansım dışında hiç bir ziynet eşyası taşımadım.

Ancak iş hayatım sırasında yaşadığım bir olayı anlatabilmek için size Türkay Çetinkol’dan bahsetmem gerek

Ben Bozüyükte görev yaparken kendisi İstanbulda bizim Satınalma Şefimiz idi.

Sonra ben daha evvel yazdığım nedenle evimi İstanbul’a taşıdım ve akvaryumum ile şirkete döndüm Bozüyük odamızda bana da yer açtılar.

İç içe 2 oda bir odada Türkay ile Mahmut , ikinci odada ise ben , toplantı  masası ve akvaryum.

İstanbuldaki bizim ile çalışan firmaları yerinde görüp fabrikalarını ziyaret etmek istedim ancak şöyle bir sıkıntı oluştu.

Hayatım boyunca Kadıköy yakasında oturduğum için karşıyı pek bilmiyorum .Türkay tarifle benim firmayı bulamayacağımı anladı beraber gidelim dedi.

O günden sonra şirkette iki kişi yola yardımcı ile çıktı.

Birincisi Gn. Müdür  Necati Bey arabada şoförünün yanında oturuyor.

İkincisi ben bizim arabada Türkay’ın yanında oturuyorum.

Türkay beni bir firmaya götürüyor daha sonra bir gün ben gene aynı firmaya gidiyorum diye yola çıkıyorum ama gene kayboluyorum.

Neyse

Bir gün pirinç çubuk üreten bir firmaya gittik.

Konuşurken bir arkadaş geldi.

Aylardan Mayıs adamın üstünde bir Havai gömleği var . İki düğmeyi açmış göğsünün  tam ortasında kocaman bir  altın kolye .

Parmağında nal kadar  bir Şövalye altın yüzük ,  kolunda kalın zincirli bir altın künye.

Falan filan firmasının Satınalma Müdürü diye tanıttılar .

Biraz sonra biz kalktık.

Yolda Türkay’a

” Bir kuyumcu görürsen dur  Türkay ” dedim ” Altın kolye ve Şövalye Yüzükten vazgeçtik bari kesemize uygun bir künye alayım , biz de yılların hem de Koçun Satınalma Müdürüyüz ” .

Güldü ama durmadı  şirkete döndük.

Ben emekli olduktan bir süre sonra Türkay’ ı maalesef genç yaşında kaybettik.

Yıllardır kardeş gibi çalıştığım birinin kaybı insanın canını çok acıtıyor.

Şimdi sadece yıllarca birlikte  yaşadığımız anılar kaldı.

Belki bir gün gene bazı anılarımızı  yazarım.

İki gün önce virus nedeni  ile bizim sağlığımızı korumak için 23 Nisanda sokağa çıkma yasağı uyguladık.

Gelecek hafta gene aynı nedenle 1 Mayısta da sokağa çıkma yasağının uygulanacağına eminim.

Bakarsın birileri dışarı çıkıp Taksim’e gitmek isteyebilir.

Halbuki vatandaşın sağlığı  çok önemli .