Otomatikmen

Dün Sayın Cumhurbaşkanı

” Sıkacaksınız biraz dişinizi , inşallah Bayramda iki bayram yapacağız ” dedi.

İnanın kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum.

Bir süre önce bir Türk filmi seyretmiştim.

Güneydoğuda bir köyde geçiyor.

Herhalde bir pilot çalışma .

Köyde doğum kontrolü uygulaması yapılıyor.

Tepki olursa diye sağlık ekibi Jandarma eşliğinde köyde gezip kadınlara spiral takıyor.

Herkese takıldıktan sonra kadınlar arasındaki çekişme gene ön planda.

Biri diğerine diyor ki

” Bana 2 tane taktılar.”

Muhtarın karısı anlaşılan takılan şeyden rahatsız.

Kocasına soruyor.

” Ne zaman çıkaracağız ? ”

Bıraksalar akşama çıkaracak.

Kocanın cevabı Cumhurbaşkanı gibi.

” Sık dişini biraz ! ”

Eliyle de nereyi sıkması gerektiğini gösteriyor.

Reyiz söylemesine söylüyor ama uygulamacılar bence biraz sıkıntılı.

Ülkemin insanları onlar .

Dört günlük sokağa çıkma yasağı bitti ya.

Herkes yollarda .

Bir hanımefendiye soruyorlar çıkmışın yola nereye gidiyorsun diye.

” Eminönü’ ne gidiyorum ”  diyor.

Neden ?

” Ben yıllardır aynı çayı içerim o çayda Eminönü’ nde sadece  bir aktarda var ” .

Ülke insanının virus ‘ a tepkisini bilin diye yazdım.

Bir de yaptığı işin kalitesine uygun olmayan çalışanlar.

Bir kanalın elemanı halkın arasında dolaşıp röportaj yapıyor.

Ben şahidim hem vallahi hem billahi otomatikmen dedi.

Sonra bir vatandaşı yakaladı virusdan nasıl az zarar görülebilir diye soracak.

Ancak önce kendi fikrini söyledi.

” Tehna yerlerde dolaşmak lazım ” .

Bu yazdıklarımı duysa hemen bir açıklama yapar dilim sürçtü diye.

Bana ne !

Sürçmeyecek kardeşim veya hemen anında düzelteceksin.

Neyse biz gene günümüze dönelim.

Cumhurbaşkanı Şeker Bayramında 2 bayramı bir arada kutlayacağız inşallah dedi ben orada bir dur dedim.

Çünkü tecrübe ile sabittir cümlelerin sonu inşallah maşallah ile biterse olaylara ihtiyatlı yaklaşacaksın.

Aslında düz mantık çalıştırırsan işler gayet rahat gibi görünür.

Sanırsın ki iki bayram yapacağız diyen kişi takacak maskesini ona koşulsuz inananlar da arkasına takılacak lay lay lom , halay çekip dolaşacaklar.

Akşam da evlerine dönecek ve ailesi ile birlikte güzel bir akşam yemeği yiyecekler.

Ailenin her yaştaki bireyleri ile birlikte aynı masada.

Çünkü kimsenin virusu taktığı yok.

Pembe bir tablo çizdim de bunun gerçek olması ancak 2 bayramı bir arada kutlayacağız diyen kişinin sokağa çıkmasına bağlı.

Ya söylemesine rağmen kendi çıkmazsa diğerleri çıkar mı?

Bence onlar da çıkmazlar.

Peki neden o cümleler kuruldu ?

Çünkü zaman geçiriyorlar .

Herkes bu virusun kontrol altına alınması için daha uzun bir süre gerektiğini biliyor.

Her gün bu konuda konuşulanlara bir bakıyorum da

İktidar her gece sağlık bakanının verdiği bilgilerin sonrası Ulusa Sesleniş konuşmasını yapıp patron benim diyor.

Muhalefet ise gece 21;00 den sonra yaptığı programlar ile bu virusun  her gün ne kadar zarar verdiğini rakamlar ile anlatıyor ve bu günden sonra nelerin yapılması gerektiğinin altını çiziyor.

Her iki tarafın yaptığı da fasarya.

Gerçek şudur.

İki tarafın da aklından karşı tarafın sempazitanlarını kollarından tutup  sokaklarda dolaştırmak geçiyor.

Maskeli veya maskesiz.

Ancak ülke insanı , hangi taraftan olursa olsun , pek aptal değil.

Çok az sayıda insan dışında güvenliksiz sokağa çıkanı göremiyorsunuz.

Gerçek tam da budur.