Ben dedemi göremedim
O vefat ettikten ettikten bir kaç ay sonra doğmuşum
Adımı da ondan almışım
Babam onun ne kadar otoriter olduğunu şu sözlerle anlatırdı
” Akşam işten eve gelince bütün çocuklar kapıda sırada beklerdik
En büyük kız olan halan Zehra elindeki ibrikten su döker
En büyük erkek çocuk olan ben de havlu tutardım.
Yemek masasına gelene kadar hepimiz ayakta bekler o oturmadan oturamazdık ”
Bu duruşa bir tepkimi bilemem , babam çocuklarına hep sıcak davrandı
Kendisi Hukuk Fakültesi 2, sınıfından ayrılmış
Anlattığına göre bir Alman Profesörle sınıfta ağız dalaşına girmişler.
Hoca sınıfı terk et demiş
O da çıkmış bir daha da dönmemiş
Çok ikna edici bir dili ve üstün bir değerlendirme ( eski deyim ile muhakeme ) yeteneği vardı
Ülke önemli bir hukukçusunu kaybetti
Liseden itibaren beraber olduğu bir arkadaşı Fahri Amca ( Fahrettin Tanju ) okulu terk etmedi
Hakim oldu daha sonra noter oldu Noterler Birliğinin Başkanlığını yaptı
Liseden bir arkadaşları daha vardı Ankara’ da yerleşik
Ayı Nihat derlermiş aynı zamanda ressam
Daire Başkanı
Ben bu üçlüyü sadece bir kere bir arada gördüm
Bize geldiler
Yediler içtiler bir birlerine yaptıkları şakaların haddi hesabı yok
Biri sosyalist , biri liberal biri 1960 ihtilali karşıtı
Birbirlerine nasıl da gülerek sataşıyorlar
Biri ak derse öbürü bok diyor, biri uzun derse öbürü kısa
Çoktandır da görüşmemişler
Arada kalkıp bir birlerine sarılıyorlar sonra atışa devam
Adım gibi eminim ki şimdi yukarıda gene birbirlerine takılıyorlardır
Keşke bu günde böyle yaşasak
Ama mümkün değil
Bütün lider geçinenler aman ortam yumuşamasın gayreti içindeler sanki
Çünkü o günlerde
Nihat , Fahri. Kemal vardı
Bu gün ise Tayyip, Kemal , Devlet var