Bu günün çok önemli gördüğüm bir konusunu bloğumda değerlendirebilmek için bir değerli Alman düşünüründen yardım alacağım.
Gotthold Ephraim Lessing 22 Ocak 1729 – 15 Şubat 1781 tarihleri arasında yaşamış bir Alman yazar, filozof, gazeteci ve Alman Edebiyatının ilk önemli eleştirmenidir.
” İsterseniz yanlış düşünün ama ne olur kendiniz düşünün ” diyor Gotthold Lessing.
Aslında benzer şeyler söyleyenler çok.
Bir başka düşünür ” Herkes kendine uygun yolu kendi başına bulmalıdır ” diyor.Bir başkası ” Yanlış yapmaktan değil yanlışı küçümsemeden kork “ diyor.
Bir çok bloğumda yazmıştım ama gene tekrar edeyim ben siyaset yazmıyorum , konum hep insan ama ne yaparsın ki olaylar hep beni , insandan dolayı, siyasal alana itiyor.
Benim bir arkadaşım vardı beni görünce her defasında ” Emin ! Ne demiştim sana demin ” deyip önce kendi gülerdi . Ona göre zeka seviyesini gösteren önemli bir espri idi. 1966 dan 1979 a kadar bıkmadan aynı espriyi yaptı ve hep önce kendi güldü. 1979da ben görevle Anadoluya gittim kurtuldum.
Günümüzün insanlarının eğitimsizini, görgüsüzünü ve cahilini bu bloğun kapsama alanı dışında tutuyorum.
Ama geri kalanları için emin olun hayretimi gizleyemiyorum.
İktidar Partisi ve yandaşları ile ilgili şunu söylemek mümkün.
Hepsi en üst yetkilisinden en alt görevlisine kadar tabiiki kendilerine verilen talimatlara uygun olarak gereğini yerine getirmek için çaba sarfediyorlar.
Bunların bir kısmı iktidar avantajlarından cebini dolduranlar , diğer bir kısmı ise maddi avantajlar dışında ayrıca özel bir statü kazananlar.
Ancak bu değindiğim kısımların dışında iktidarın borazanlığını yapan ve görünümde herhangi bir menfaatleri olmayan önemli bir kesim de var.
Bunlar kendi imkan ve kapasiteleri olmasına rağmen , kendi fikirlerini ve algılarını bir yana bırakıp, tamamen sürü mantığı ile olaylara bakıyorlar.
En büyük kesim ise icraatları onaylamasa da işimden olurum korkusu ile ses çıkarmıyor.
İktidarda işler böyle de muhalefette sanki farklı mı?
Onların çoğunluğu da , benim görebildiğim kadarı ile , iktidar olmayı katiyyen istemiyor.
Bir kısmı ise istiyor ama “” Olsun ama benim gönlümdeki gibi olsun ” diye bir biri ile itişiyor.
Başbakanın olsun dediği şeye olmasın diyerek muhalefet yaptığını sananlar ilk defa iki gün önce önemli bir tesbit yaptı ve kadınları hedef kitlesi olarak belirledi.
Ülkennin tüm kadınlarını kucaklayan bir politika sadece seçimin değil ülkenin ümidi olabilir.
Ana Muhalefet inşallah tekrar sayın başbakanın ortaya attığı her söze sazan gibi atlamak yerine kadınları inandırmak ve yanına almak politikasını devam ettirir.
Böyle bir değişim belki parti içinden de tepki alabilir. Birazcık baş ağrısına sebep olabilir.
Olsun varsın ülkenin geleceği kadınlardadır.
Kısacası ” Baş ağrımadan başarı olmaz “