Ben 1959 – 1968 yılları arasında Fenerbahçe Yıldız, Genç ve A takımlarında basketbol oynamış haso bir Galatasaray taraftarıyım.
Gündüz oynanan futbol maçında tribünde Cimbombom diye bağırıp, maç sonrası iki takım taraftarı ile birlikte Spor ve Sergi sarayına yürüyüp oynanacak maçta Fenerbahçe forması ile Galatasaray maçını kazanmak için ter akıtan bir garip sporcuyum.
Benim durumumda olan bir çok sporcu da vardı. Yani ben türümün tek örneği de değilim.
Bütün spor hayatım boyunca bu nedenle hiç eleştirilmedim.
Yıldız takımında kaptanım Rumdu.
O zamanın önemli takımlarından Beyoğluspor Rum, Kurtuluş ise Ermeni kardeşlerimizin çoğunlukla yer aldığı ancak Türk oyuncuların da bulunduğu takımlardı.
Evelallah daha sonra hepsini hallettik.
Şu an oynanan büyük takımların maçlarında deplasman takımlarının seyircisi alınmıyor.
Bu da yetmedi
Şimdi kimlikler ve inançlar nedeni ile ayrıştırılıyoruz.
Aynı dinden olan insanlar birbiri ile savaşıyor.
Gençlik günlerimi özlüyor ve arıyorum.
Biz insansak şimdikiler ne diye sormak geliyor içimden.
Hele , sanki hiç ölmeyecekler gibi, yedi cetlerine yetecek hale gelen varlıklarını daha da arttırmak için uğraşanları da gördükçe.
Buna Amerikalı Joe E. Lewis benim yerime cevap vermiş.
” İnsan dünyaya bir defa gelir. Adam gibi yaşarsa bir defa gelmek yeterlidir.”