Ali Kazaz

İki gün önce G.Saray basketbol takımı efsane oyuncularından biri olan Ali Kazazı kaybettik.

Bundan 25 sene evvel aynı gün büyük kaptan Özer Salnur’ u  da kaybetmiştik.

Bu gün Ali Abi ile ilgili bir şeyler yazmak istedim.

Yaşı hakkında tam bilgim yok internette de bulamadım.

Tahminim 1932 veya 1933 doğumlu olmalı.

Benden 10 yaştan fazla büyük olan değerli insanlarla aynı zamanda oynamak da benim için bir şans .

Tam da burada Yugoslav basketçi Koraç’ dan bahsetmek lazım.

1938 yılında, Vojvodina bölgesinin Sombor şehrinde dünyaya gelen Radivoj, 60’lı yıllarda Yugoslav ve Avrupa basketbolunda bir efsaneye dönüştü. Uzun süre FIBA genel sekreterliği yapmış olan Borislav Stankoviç’in o dönemler koçu olduğu OKK Beograd takımında basketbola başlayan Koraç kariyerinin neredeyse tamamını bu takımda geçirdi. Takımın formasını giydiği 13 sene boyunca 4 lig şampiyonluğu görürken 7 kere Yugoslav liginin en skorer oyuncusu oldu. Ama asıl akıllara FIBA Avrupa Şampiyonlar Kupası’nın (şimdiki Euroleague dengi) 1964-65 sezonunda Alvik Stockholm’a karşı oynadıkları iki maçlık seride toplam 170 sayı atmasıyla kazındı. Belgrad’da oynanan ikinci maçın istatistik kağıdında Koraç’ın karşısında “99 sayı” yazıyordu!

Takımın özellikle ikinci yarıda Koraç’ın üzerine oynadığı bu karşılaşmada 11/14 serbest atış atan Koraç, o yıllarda 3 sayılık atış olmadığı için 99 sayı atabilmek için 44 basket kaydetti. Kaçan saha içi atışların istatistiği tutulmadığından bu 44 basketin kaç atış sonunda kaydedildiği bilinmiyor. Rekorun 99’da kalmasının bir nedeni de maç sırasında o ana kadar kaç sayı atmış olduğunu bilmiyor olması. Koçu Stankoviç “Chamberlain’in 100 sayılık rekoruna yakın olduğunu biliyorduk, eğer benchten biri skoru tutsaydı bu rekoru kırardı çünkü daha fazla sayı atma şansı vardı” diyor.

Bu anlattığım Koraç Türkiyeye geldi ben de seyrettim.

1.97 boyunda kızıl sakallı solak bir oyuncu.

Özelliği topu potanın camına atıyor direkt içine atmıyor.

Çünkü cama atınca girmeyen topun şansı artıyor.

Turnuva sonrası herkes cama atmaya başladı.

O sırada bir F.Bahçe G.Saray maçı oynuyoruz.

Koçumuz Samim Abi ‘ Gir Aliyi tut ‘ dedi.

Ben daha 18 yaşında Ali Abinin belki son sezonu ,  yanında dolanıyorum.

Ali Abi ‘ Oğlum pek yanıma gelme cama atacağım ‘ dedi anladım Koraç atışı yapacak ben de uzak durdum .

Attı attı girmedi.

Maçtan sonra koç ‘ Aferin çok akıllı müdafaa yaptın ‘ dedi.

Aradan yıllar geçti bir yaz Bodrumdan dönüyoruz.

Ayvalıkda bir yere oturduk çoluk çocuk yemek yiyoruz geceyi orada geçireceğiz.

Garson bir meyve tabağı getirdi

Karşı masanın ikramı dedi.

Baktım Ali Abi el sallıyor.

Geldi sarıldık öpüştük.

‘ O gün nasıl sokamadım ama dimi’. dedi.

Unutmamış gülüştük.

Basketbol bana çok şey vermedi ama böyle değerli insanları tanıma fırsatını verdi.