” Kadına inanan kendini, inanmayan kadını aldatır. ” der bir Çin atasözü.
” Bir kadını baştan çıkarabilmek sanat, ondan kurtulabilmek başyapıttır..” diyenler ise sürüsüne bereket.
Bu kafada olan Çinlilere pek gücüm yetmez, çünkü 1.4 milyar insandan bahsediyoruz.
Ancak sanat ve başyapıtlardan bahsedenlere söylenecek sözüm çok.
Bir kadını baştan çıkarmak sanat falan değildir.
Hayatın doğal akışının gereğidir.
Ülkemizdeki sorunun temeli insanlarımızın eğitimsizliğidir.
Eski yazılarımdan birinde Üniversitede okurken , özellikle Anadolu’ daki Erkek Liselerinden gelen arkadaşlara, karşı cinse nasıl davranmaları gerektiğini bıkmadan anlattığımı yazmıştım.
” Ebeveynlerinin üstünüzdeki baskısını kırın kendinizi pek kasmayın.
Kız arkadaşlarınızı erkeklerden farklı yere koymayın.
Doğal davranın.”
Biraz oldu biraz olmadı.
Çoğunluk örf adet ve töre sarmalından kendini pek kurtaramadı.
Bu gün de durum pek değişmedi.
Kadına şiddet hep ön planda.
Bu nedenle asıl kadınların erkeklerden kurtulabilmeleri bir başyapıttır.
A.B.D bunu kısmen çözmüş.
” Yanında aptal bir kadın olan bir sürü zeki adam görürsünüz ama yanında aptal bir adam olan zeki kadın kolay kolay göremezsiniz.” demiş Amerikalı şiir ve roman yazarı Erica Jong.
Ülkemizde baştan çıkarmak söz konusu olmaz.
Baş başa kalamıyor ki baştan çıkarsın.
Kurtulmaya gelince insanın hür iradesi ile gerçekleştireceği bir şey hiç değildir.
Biz de çiftlerin bir resimde yan yana olması bile sorundur.
Araya muhakkak birileri girer.
Ana , baba , kaynana veya çocuk.
Pompalıyı da unutmayalım.