Bu günkü bloğuma Albert Einstein’ dan bir alıntı ile başlamak istiyorum.
“Aptallara göre insanlar; ırk, cinsiyet, milliyet, yaş, statü, renk, din ve dil başta olmak üzere 8’den fazla kategoriye ayrılırlar. halbuki olay bu kadar komplike değildir. insanlar sadece 2’ye ayrılırlar: iyi insanlar ve kötü insanlar.” diyor usta.
Yazılarımdan beni takip edenler bilirler ben sonu sız,siz ile biten kelimeleri kullanmam. Siyasiler gibi namussuz, şerefsiz demem. Az şerefli az namuslu derim.
Ancak dün Anatole France’nin bir sözünü okudum.
” Ahlaksızlık, ahlakın mevcut olmasının nedenidir.”
Bu cümle beni düşündürdü. Ustanın haklı olduğu kendi hayatından belli. 1844 doğumlu,klasik geleneğin önde gelen temsilcileri arasında kabul edilmiş. Edebiyatın her türünde eserler veren yazar, 1921 yılında edebiyat dalında Nobel Ödülüne layık görülmüş ve 1924 yılında 80 yaşındaölmüştür.
Gel de adama ödülünü vermek için neredeyse ölmesini bekleyen Nobel Komitesindeki değerli kişilere ” Şerefsiz” deme. Benimle muhtemelen aynı fikirde olan Jean-Paul Sartre hayatı boyunca sadece Nobel ödülünü değil tüm resmi ödülleri reddetmiştir.
France’nin dediğine galiba bundan sonra ben de katılacağım. Zaten az diye yazdığım zaman ” ne kadar az” sorusu da beraberinde geliyordu.O zaman biraz az , epey az, oldukça az diye insanların yapısını sıraya koymak bayağı zor olacak. Artık ben de siz ve sız ı gerektikçe kullanacağım.
Bence o zaman dünyada yaşayan insanları sadece var olan insanlardan da ayırmış oluruz.
Bu tesbiti de Oscar Wilde‘dan çaldım.
Usta ” Yaşamak çok nadir bir şeydir, çoğu insan sadece var olur “ diyor.
Bu günkü bloğumu da bana genellikle yapılan önemli bir eleştiriye cevap vererek bitireyim.
Bloglarımı okuyan değerli dostlarım genellikle diyorlar ki
” Neden çok sayıda filozof ve yazardan alıntı yapıyor kendini geri planda tutuyorsun?
Onlara
” Ben bu günkü zaten çok az okuyan ülkemin insanına eski sanatçılar adına bir kulak dolgunluğu yaratmak istiyorum. Dünya nüfusu arttıkça değerli insan sayısının azaldığına işaret etmek istiyorum. Genç nesilden kendini internette sörf yapmaktan veya saçma sapan yarışma, dedikodu, evlenme ve taraflı açık oturumlardan arındırmış sağlıklı düşünen bir kişiyi bile kazanmanın ne kadar değerli olduğu bilinciyle inatla alıntı yapmayı sürdürüyorum!” diyeceğimi zannediyorsanız çok yanılırsınız.
Söyleyeceğim sadece şudur
” Canım öyle istiyor”
İnanmadınız mı?