Kıyafet Kanununu, Bağımsız Yargı, Sokrates

Valla Türkiye için bence yazacak pek bir şey kalmadı. Artık yasa masa hak getire.

Yeni başkanlık sisteminin gereksinimi olarak Danıştay, Sayıştay gibi sonu tay la biten mahkemeler tarihe karışacak onun yerine çoğunluk üyelerinin iktidarlar tarafından seçildiği hukuk kurumları geçecekmiş.

Kendilerine ait bölgelerde miting yapıp , internette buldukları kendi düşüncelerine uygun yazı ve resimleri kopyala-yapıştır sistemi ile birbirlerine gönderip sadece kendilerini tatmin edenlere sesleniyorum.

Bağdat Caddesine sıkışmayın. Diğer bölgelerede bakın. Artık artık herkes rahatça Kürtçe konuşuyor.

Yeni Anayasa , Başkanlık sistemi bunların hepsi aksesuar.

Bence yapılacak ilk iş ” Şapka ve Kıyafet İnkilabı Kanununu” kaldırmak. Bu kanun yürürlükte olduğu sürece yolda bu kanuna aykırı fes,takke giyen cüppe ile dolaşan kişilere hukuki işlem yapmak lazım. Bunu yapacak güçte bir kuvvet şu an ülkemizde yok. O zaman kanunu iptal edin herkes rahatlasın.

Şapka Kanunu’nun çıktığı 25 Kasım 1925. Aynı tarihte kadınların çarşaf ve peçeyi bırakıp çağdaş kıyafetler giymesi için yasak ve cezalar getirildi 2 Eylül 1925 günü ise çıkarılan kanunla  din adamı dışındaki kişilerin cübbe ve sarık giymeleri de yasaklanmıştı.

Yürürlükte olduğunu zannettiğim bu kanuna rağmen yollara bakarmısınız şalvarlı, poturlu erkeklerden, çarşaflı kadınlardan geçilmiyor. Bununla ilgili ne demokrat ve Atatürkçü basında bir tek satır yazı ne de yapılan mitinglerde sarfedilen bir sözcük var.

Bunun yanısıra hani yasama ve yargı bağımsız ya, iktidarbaşının tutukluların bu kadar uzun bir süre hapiste tutulmasını   doğru bulmuyorum demesini takiben hemen yapılan yasal düzenlemeler sonucu bir anda belirli tutukluların tahliye edilme ihtimali belirdi ama tabii onlardan önce hapçılar, gaspçılar, tacizciler, eşlerini öldürenler tahliye oldu. Yahu mademki böyle bir imkan vardı neden 2 sene evvel yapılmadı diye sormak yanlış mı olur. Muhakkak ona verilecek hukuki bir cevap vardır.” Bir yargıç, iyi niyetle dinlemeli, akıllıca karşılık vermeli, sağlıklı düşünmeli, tarafsızca karar vermelidir.” diyor Sokrates ama tabiiki anlayana.

Bence en az bu anlattığım olaylar kadar önemli bir durum da önceki gün yaşandı. Başbakan ” Köprü ve Otoyol ihallerini tekrar masaya yatıracağız. Daha yüksek beklentimiz var.” dedi.

Bu söylemden sonra ve aradan bu kadar zaman geçmesine rağmen ve bu ihalenin mali kaynak ve yükümlülüklerini yerine getirmiş ve bu ihaleyi kazanmış Koç ve Gözde Girişim gruplarının hisse senetleri değer kaybetmiş. Sayın başbakan elinde bu şirketlerin hisse senedi olan bir tanıdığına ” Sen hepsini sat sonra tekrar alırsın”  dese sonrada böyle bir açıklama yapsa bu maniplasyonu yapan hapsi boylar ama tabii bu uygulama başbakana yapılamaz.

Bunun dışında bitmiş bir ihalenin yenilenmesi, kendine taraf olmayan grupların, biz kazanırsak ihale yenilenir, diye bundan sonraki ihalelere teklif vermemesi sonucunu da doğuracak bundan sonraki tüm ihaleler iktidar yanlısı firmalara kalacaktır.

Ancak  Demokritus bu ağzı dururmu?

‘Adaletsizlik eden kişi adaletsizliğe uğrayan kişiden daha mutsuzdur.’ diyor

O varsın öyle sansın

Yorum yapın