Türkiye nüfusu yaklaşık 26 , İstanbul nüfusu 1.7 milyon
İdam kararları verilebiliyor hakimler kalem kırıyor
Babam Üsküdar Belediyesinde görev yapıyor
Belediyede çalışan Zeki diye beyaz saçlı kısa boylu bir hademe var.
O zamanlar Üsküdar’da ise sadece 2 yazlık bahçe sineması
Benim oturduğum mahallenin adı ile bilinen ve genellikle orta seviye insanların gidip çekirdek çıtlattığı ve gözyaşları ile film seyrettiği İnkilap Sineması
Doğancılar Yokuşunun sonunda daha elit insanların gittiği Aypark Sineması
Zeki aynı zamanda Aypark sinemasının bekçiliğini ve eşiyle birlikte temizliğini yapıyor
Sinemada rastladığım eşi karakuru sade albenisiz bir hanım
O zamanlar kadına taciz gibi olaylar pek yok banka soygunları ise hiç gündemde değil
Tecavüz kelimesi ise hiç kullanılmıyor
Kullanılan kelime ırz
Yani bir kimsenin, başkaları tarafından dokunulmaması ve saygı gösterilmesi gereken iffeti, namusu
Bir gün Zeki akşam eve gelince eşini evde bulamıyor
Polise başvuruyor
Polis kadının çocukları ile birlikte karşıya geçmek için bir sandala bindiğini tespit ediyor ve sandalcı Kandemir Sipahipala’yı yakalıyor.
Kandemir , ki sonra Salacak Canavarı olarak adlandırılmıştır, kadın ve büyük kızının ırzına geçtiğini ve sonra hepsini denize attığını itiraf ediyor
” Kadın çok alımlıydı dayanamadım” diyor
11 kasım 1960 günü yapılan son duruşmada hakim Uluer Yüceöz kalemini kırıyor ve Sipahipala’yı idama mahkum ediyor
19 aralık 1962 sabahı idam ediliyor.
Bu kadar uzun bir anıyı sizinle paylaştığım için beni affedin ancak
Ülkemde yaşanan baskı ve hukuk dışı veya hukuğa uydurulmuş olaylardan çok rahatsızım
Kendimi sandaldan denize atılmış gibi hissediyorum
Hem de ülkemin laik ileri görüşlü demokrat % 50 si ile birlikte
Hani milletim diye adlandırılan diğer %50 var ya, ya onlar derseniz
Biz denizdeyiz ama onlar da sandalda
Anlayacağınız yeni bir Sipahipala vakası
Geçmiş yıllarda polis, zanlıdan delile ulaşırdı. Parmak izi, DNA, Mobese, bunların adını bilen yoktu. Teknoloji geliştikce, elbetteki polis’te bu nimetlerden yararlanıp, delilden sanığa ulaşmaya başladı.
Teklolojinin ve tıbbın, bu gibi vakaları aydınlatmaya yeterli olmadığı ve ilkokul mezunu kişilerin polislik yaptığı yıllarda, elbetteki hukuk cinayetleri olmuştur. Kandemir Sipahipala olayını, üç beş kaynaktan daha okumuştum. Bu olayın günahı vebali varsa, ifaade alma sürecinden, kararın onanmasına, infaz için meclis ve parlamento’da imzalanmasına ve Cumhurbaşkanı’nın nihai imzasına kadar, dahli olan insanların omuzunadır.
Şimdi zate hayatta olmayan bu insanlar, öbnür tarafta kozlarını paylaşsınlar..