Sidikli Yaşar,Tilki Huyu, İvan Turgenyev

İlkokul anılarım , çok kişi gibi , hala çok canlı olarak yer alır. Sınıfta beraber olduğum arkadaşlarımın çoğunu 2 no Nurtaç Birtek diye başlayarak bu gün de sayabilirim. Arkadaşlarım arasında ise bir kaç kişi hafızamdan silinmemiştir. Fıstıkçı Rıdvan Ağbi ile Şrak Şrak Savaş’ ı ve Hop Hop Gülşen’ i sırası gelince sizinle paylaşacağım. Bu gün size bahsedeceğim kişi günümüz gündemine uygun olan Yaşar veya o günkü ismi ile Sidikli Yaşar.

Okulun ilk günleri . Öğretmenimiz Fevkiye  Hanım ( 60 sene evvelki öğretmen ismi de böyle olur, Alev veya Hülya olacak değil ya)

” Benden izin almadan tuvalete gidemezsiniz bana söyleyip gideceksiniz”  derdi.

Gene bir sabah Yaşar’ ın çişi geliyor ancak Öğretmen teneffüsü biraz uzun tutuyor. Herkes git git diyor ama Yaşar laf dinler takımı , öğretmeni bekliyor gitmiyor.

Biraz sonra da doğal sonuç !!!

Giydiği pantolon da kısa olduğu için coşkunluk yere taşıyor, o sırada içeri giren öğretmenimiz de Yaşar’ ı eve yolluyor.

Allah için biz düzgün insanlardık ve bu konu ile ilgili olarak Yaşar ile ne dalga geçtik ne de okul boyu bir hatırlatma da bulunduk.

Ancak okul bittikten sonra rastladığımız arkadaşlarla yaptığımız muhabbetlerde Yaşar’ ın ismi hep Sidikli Yaşar olarak geçti. Bir de herhangi bir günü anlatırken ” Yaşar’ın işediği günden herhalde 10 gün sonrası idi”  diye cümleler kurduk.İVAN TURGENYEV 1

Bu kadar uzun bir girişi geçen sene hükümet tarafından başlatılan 4+4+4 sisteminin hemen başında yer alan  60 aylık ( 5 yaşındaki ) çocukların 2/3 ünün okulda çişini tutamadığını ve henüz  okumayı sökmediği haberlerinin ardından  Milli Eğitim Bakanlığının  olayı değerlendirdiği ifadesi üzerine yaptım.

 

Geçen sene  o kadar küçük çocukların problem yaşayacaklarını söyleyenlere kulak tıkayan iktidar güya , bu olanlardan sonra, konuyu tekrar gözden geçirecekmiş.

Peki o çocukların psikolojileri ne olacak. Özellikle parmak kadar çocuklara  ” Ahmet, Ayşe okumayı söktü sen beceremedin ”  diye çalınan anne babaların çocukları üzerinde yarattığı tahribatı nasıl ortadan kaldıracağız.

Dindar bir nesil yetiştireceğiz diye Diyanet İşleri Bütçesini pompalayan, yeni okullar yapmak mümkünken özellikle seküler semtlerdeki köklü okullara saldırıp onyıllardır başarılı öğrenciler yetiştirmiş okulları İmam Hatip Okullarına çevirip öğrencilerini başka semtlerdeki okullara yollayarak  ailelerini de  cezalandıran kafalar bu mini mini yavruların geleceğini düşünür mü sanıyorsunuz. Çok bilinen bir özdeyiştir

” Tilki tüyünü degistirir, huyunu degil..”

Şimdi de Liselerdeki Eğitime parmak atıyorlar, dershaneler kapatılıyor, sınav  şekilleri değiştiriliyor. Adım adım ilerleniyor.

Ben ilerki yıllarda Tıp , Mühendislik, Hukuk hatta Asker ve Polis Eğitim kurumları dahil saygın mesleklerie girebilmek için İmam Hatip Mezunlarına ekstra katsayı puanı verileceğini, düz Lise mezunlarının ise  Otelcilik, Turizm ve bunun gibi hizmet sektörü okullarda eğitimlerine devam edebileceğini düşünüyordum. Bu gün tam emin oldum.

Önümüzdeki dönemde Üniversite Giriş Sınavları kaldırılacak yerine Ortaokul Dönem Başarı Puanları geçecekmiş. Hangi okullarda hangi vasıfta öğrenci bu sistemden yararlanacak acaba ?

Bu tesbitimin palavra olduğunu düşünen çok kimse olabilir. Herhalde bir yarası var diyenlerin olması da mümkündür.

Onlara İvan Turgenyev’ in bir deyişi ile yanıt vereyim.

” Bazı yaralar vardır; kapanmış olsalar bile dokunursanız sızlarlar.”

Bu bloğumu alın saklayın 5-10 sene sonra tekrar okuyun.

 

Yorum yapın