Trabzon

Sene 1968 Üniversitede okuyoruz.Nisan ayı gelmiş.Her sene  Üniversite Oyunları organize ediliyor birileri İstanbul Üniversitesi adına turnuvaya basketbol takımı gönderiyormuş.

Basketbolda takım arkadaşım Konyalı Halilin ağbisi Naim kafasına uygun arkadaşları ile takım kurmuş onlar oynuyorlarmış.

Şimdi daha kuvvetli bir takım ile iştirak edilecekmiş. Sen de gel dediler peki dedim.

Takım netleşti Darüşşafaka’ dan Büyük Ali ve küçük Ali var diğerleri pek tanıdık değil.

B.Ali yi semtten tanırım. Tam adı Ali Engin.  Acıbadem köprüsünü geçtikten sonra sağa giren sokağın birinci evinde otururdu. Kimya Fakültesinde okur annesi ve kardeşi Ayşe Abla ile birlikte yaşardı.

Çok ünlü bir basketçidir. Geçen sene Ligde Ali Engin  sayı kralı oldu takımı  Darüşşafaka küme düştü.

O da benim gibi nikotinik K.Ali benim gibi İktisat Fakültesinde 0kuyor ve o da sigara iüçiyor. Takım değil sanki Tekel bayii.

Aramızda bir tane düzgün adam var. Sigara falan içmez. Basketbolu eh şöyle böyle.

Düzceli Muttalip.

Belki maçta oynayacak fazla zaman bulamazsın ama esas önemlisi eşofmanları çaldırtmamak aman gözünü aç dedim ona.

Muttalip Malzeme Müdürü oldu ben ona Abdülmuttalip adını verdim daha sonra maç sayısı arttıkça biz yorulduk o daha fazla zaman aldı ve iyi de oynadı.

Neyse Trabzona geldik bir otele yerleştik.

Bir baktım karşıma Mehmet Ali çıktı.

Yeldeğirmeninde otururken evimizin karşısında Ramiz Abinin bakkal dükkanı vardı. Ağabeyi Mehmet Yılmaz epey kilolu biriydi dükkanın kapısında oturur terini silerdi.

Oğlu Mehmet Ali de Haydarpaşada Fen de okurdu ve güreşçi idi . 82 kiloda güreşirdi. O yaşta köyden evli olduğu söylenirdi.

Lise bitince Ziraat Bankasının yanında açılmış Işık Mühendislik Mimarlık adında bir Özel Üniversitede İnşaat Mühendisliği okuyordu.

Trabzon Karadeniz Üniversitesine yatay geçiş yapmış orada okuyormuş .

Daha sonra Trabzonspora başkanlık yaptı sonra siyasete atıldı Bakan oldu.

Benim için ise o günün  en önemli şeyi  dönerdi.

Döner kilo ile satılıyor

Hem leziz hem ucuz.

İstanbul’da sandviçe konan dönerin dört misli fazlasını Trabzonda aynı paraya alıyorsun.

Takım halinde yeni yapılmış salona gittik.

Yerler pırıl pırıl ama kayıyor oynamak mümkün değil.

B.Ali ben kimyacıyım burada oynamak için kuru  üzüm alacağız ayaklarımızla ezeceğiz o zaman kaymayız dedi.

Haklı çıktı kaymadık ama maç sayısı arttıkça ayaklarımızı kaldırmak çok güçleşti.

Bize hayalet takım diyorlar kimse bizi ortalarda göremiyor.

Tabii göremezler sabah saat 10 gibi kalkıyor 400 gr ekmek arası dönerimizi yiyor sonra maça kadar keşfettiğimiz bir kahvede briç veya ohel oynuyoruz sonra maça gidiyoruz.

Maç sonu gene döner gene kahve.

Diğer maçlarda 65-70 sayı atılıyor biz al gülüm ver karanfilim modunda az koşarak 55 sayıda maç oynuyoruz .

Bu kepaze oyunla bütün takımları yendik ve finale geldik.

Final maçında ise Ankara A.T.İ.A dan fark yedik .

Farketmez 2.lik de başarıdır.

Ayrıca döner hem güzel hem çok boldu.