Aysun Kayacı, Ludwig Wittgenstein, Yeni Seçim Sistemi

20 Ocak 2013 te yazdığım bir bloğu gülmeniz için tekrar sunuyorum

Stresli seçim sonrası bence buna ihtiyacımız var.

 

 

Bundan 4-5 sene evvel yapılan bir televizyon programında sunucu Aysun Kayacı ” “Bu ne biçim demokrasi? Benim verdiğim oy ile ayaktakımının, dağdaki çobanın oyu eşit olabilir mi?”sözleri ile kamuoyunun tepkisini çekmiş, hakkında suç duyurusunda bulunulmuş ve uzunca süre iş bulamamıştı.

Avusturya doğumlu filozofmatematikçi     Ludwig Josef Johann Wittgenstein ki, (d. 26 Nisan 1889 – ö. 29 Nisan 1951)..Mantık ve dil felsefesi konularında yaptığı çalışmalarla modern felsefeyeönemli katkılarda bulunmuş olup  20. yüzyılın en önemli filozoflarından sayılmaktadır,değişik kelimelerle benzer bir tesbiti yapmış ve  ” Demokrasi insanları sayar, halbuki onları tartmak gerekir.” demiş ve kendi toplumundan hiç bir olumsuz tepki almamıştır.

Hiç bir konuda yeterli eğitimi olmayıp her konuda fikri olan toplumumuza uygun olan bir demokrasi modeli ile yönetiliyoruz.

Günümüzde ülkemizde laf ola bir seçim yapılıyor. Önce her partinin liderlerinin seçip sıraladığı aday listeleri belirleniyor ve seçmenler kendi istediklerine değil oy verdikleri partinin liderinin istediklerini seçiyorlar.

Sonra bu günkü sisteme göre seçilen 550 kişi milletvekili olup Meclise giriyor.

Bu seçim sonrası fakir milletimizin cebinden ne kadar bir varlık tırtıklanıp bu saçma sapan işler için dağıtılıyor bir fikriniz varmı?

Bu günkü seçim sisteminde Siyasi Partiler Kanunu uyarınca genel seçimlerde barajı aşarak, Hazine yardımına hak kazanan Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi’ne 2013 yılı Bütçe Gelirleri esas alınarak toplam 145 milyon 184 bin 207 lira Hazine yardımında bulunulacak.

Partilerin 2011 seçimlerinde aldıkları oy miktarına göre hesaplanan Hazine yardımının 81 milyon 456 bin 806 lirası AK Partiye, 42 milyon 465 bin 833 lirası CHP’ye, 21 milyon 261 bin 568 lirası da MHP’ye ödenecek.

Ancak,Siyasi Partiler Kanununa  göre  Belediye seçimlerinin yapıldığı senelerde devlet yardımı, partilerin bütçeye göre hak ettikleri tutarın  2 katı, genel seçim yıllarında ise 3 katı olarak ödeniyor. Önümüzdeki yıllarda yapılacak 2 seçim de düşünüldüğünde dağıtılacak parayı gözünüzün önüne getirebiliyormusunuz?

Bence bunlara hiç gerek yok. Örnek olarak bu günkü Meclisi göz önüne getirelim. 550 Milletvekilinin Partilere dağılımı şöyle

AKP 326  CHP 135  MHP  52  BDP   29  BAĞ.    6

İşi böyle basitleştirirsek olaylara daha rahat bakabiliriz.Yapılacak iş basit olarak şudur.Ben Minkeosolarak önümüzdeki seçimlerden başlayarak yeni bir Seçim Sistemi öneriyorum. Memleketimize umarım hayırlı olur.

– Her partinin liderine veya onun öngöreceği bir kişiye  kazandığı milletvekili sayısı kadar kontür yüklenecektir.

– Milletvekilleri seçim bölgelerinde oturmaya mecbur edilecek, gerekli oylamalara Eurovisiondaki gibi bulundukları yerden tuşa basarak katılacaklardır. Dolayısıyla işim görülsün diye milletvekilleri için Ankara’ya gelen vatandaşlarımız milletvekilini hep kendi yanında bulacaktır. Eğer, bu gün bakanlarda olduğu gibi, liderlerine tarihsiz istifa mektubu verilmesi gibi bir sistem yapılması halinde oylamalara bile iştirak etmeyip sadece oturdukları yerden maaş alabilirler. Nasıl olsa bu güne kadar yaşadığımız, elleri kaldır indir sistemiyle oluşan sonuçlar bundan sonra da aynen devam edecektir. Meclisteki sertlik ve kavgalar artık yaşanmayacaktır.

Bu sayede Mecliste sadece kontür yüklenmiş 10 kişi olacaktır.  Bakanlar İktidarın milletvekilleri arasından veya dışından atanabilecektir.

Gecelerboyu yapılan oturumlar ortadan kalkacak. Kurulacak Çalışma Komitelerinde görev alacak vekiller konuşmalarını kendi seçim bölgelerinden yazılı olarak gönderecekler ve bu suretle toplantıları yaptıkları ve bir türlü sığamadıkları salonlar da tarihe gömülecektir.

Sevgili okurlar size hayal gibi geliyor değilmi?

Ne kadar büyük bir tasarruf olacak 540 kişi meclise gelmeyecek. Koruma sayısı ,araç sayısı , ziyaret sayısı ne kadar azalacak. Bu kadar para millete dönecek. Ayrıca ahlaklarından hiç şüphe etmediğimiz değerli liderlerimiz belki de ’ Bu kadar devlet yardımı yeni sistemde çok geri verelim’diyecektir.  Siyasetle uğraşan köşe yazarları azalacak, gazeteler kendilerine çeki düzen verecektir. Milletvekilleri de aralarında imza toplayıp maaşlarının düşürülmesi için kanun teklifi hazırlayacaktır.

Böyle bir durumun olabileceğine ihtimal verirmisiniz?

Olur mu?

Olmaz. Neden olmaz?

Çünkü biz ne huzuru severiz ne de menfaatlerimizden vazgeçeriz.

”Huzuru, kendi içimizde bulamazsak başka yerde aramak boştur.” diyor la Rochefoucauld

Son bir şey de böyle saçma öneriyi hazırlamakla uğraşıp vaktini boşa harcayan Minkeos’a söyleyip ona da haddini bildirelim.

‘Verilmesi en kolay şey nasihat, alınması en güç şey ibrettir.’

Bu da ona kapak olsun

 

Yorum yapın