Bence Herşey, Dilli Ve Dilsiz,Meister Eckhart (3)

Son iki gündür yazdığım bloglarda yaşananları elimden geldiğince objektif bir şekilde siz okurlarıma iletmeye çalıştım.

Bu günkü 3. ve  son bölümde siz sayın takipçilerime mantık olarak ters olduğunu düşünebileceğiniz bir yazı planı sunacağım.

Normal olarak evvela önümüzdeki olası sorunlar ve daha sonra bu sorunların üstesinden gelmesini beklediğimiz her türlü sosyal grupları değerlendirmek yerine ben bunun tam tersini yapacağım.

Önümüzde olan sorunlar herkesin bildiği sorunlardır. Ama bence en önemlisi bu sorunları çözecek her türlü grupların kendini yeniden reorganize etmesidir.

Hiç unutmamak lazımdır

“Ancak silmeyi bilen el, doğruyu yazabilir.” diyor Meister Eckhart.

Bu grupları önem sırasına göre sıralamak gerekirseeckhart

1- İktidar

Ben iktidarı sayın Başbakan ve diğer partililer diye 2 ye ayırıyorum. Özellikle zaten yapı olarak sert mizaclı bir kişi imiş gibi görünen sayın Başbakanın davranış ve söylemlerine bakınca , belki de yorgunluktan, psikolojik veya sağlıksal bir sıkıntı içinde olduğunu düşünüyorum.

Diğer  Partilileri ise bence aşağıdaki gruplar çerçevesinde değerlendirmek mümkün

1- İslami Düşünce Sahipleri

2- İnanarak veya korku ve menfaatleri nedeni ile sayın Başbakanın arkasında duranlar

3- Sayın Başbakan ile mutabık olmayanlar

4- Başbakanın ilk günlerindeki eylem ve söylemlerinden dolayı partiye bu güne kadar oy veren her kesimden ve her yaştan insanlar

Ben  parti içinde , eğer sayın başbakanı ikna edip bir süre dinlenmesini kendisine kabul ettirecek bir grup yoksa , belirli ve önemli miktardaki partilinin kopacağını ve kendi yönlerini belirleyeceğini düşünüyorum.

2- Muhalefet

Daha evvelki bir bloğumda ben yeni tanımaya başladığımız  Z  gençliğinin  bu günkü siyasilerden çok önde olduğunu ifade etmiştim.  O günden sonra özellikle Ana ve Yavru Muhalefetin davranışlarına bakıyorum ve ne kadar haklı olduğumu görüyorum.

Ana Muhalefet Gezi Olayları sonrası Sayın Başbakan bu işlerin altında Ana Muhalefet Partisi yatıyor diyerek bence C.H.P ye  hamle yapması için önemli  bir imkan vermiştir.

Ancak Ana Muhalefet maalesef  bu şansı kullanamamıştır. Bence, kadrolarının içinde kesinlikle olduğunu düşündüğüm bir genç grubu vitrine çıkarmak yerine, gene yıllardır ortada olan eski kadro ile saz çalmayı ve sayın Başbakanın belirlediği gündemi takip etmekten başka bir şey yapmamıştır.

Yavru Muhalefet ise on yıllardır sürdürdüğü standart görüşlerini devam ettirmekte ve kendilerinden reformist bir yaklaşım beklemek bence hayaldir.

Bu konu ile ilgili olarak önemli gördüğüm bir hususu siz sayın izleyenlerime sunmak isterim.

İktidarın uygulamalarından ve baskılarından çok rahatsız olduğunu ifade eden ve iktidara talip olan değerli muhalefete, seçim takviminde en önde olan Belediye seçimlerinde önemli gördüğünüz İstanbul, Ankara, İzmir ve benzer şehirlerde, İktidara karşı belirleyecekleri bir Bağımsız Adayı desteklemeyi  kabul ederlermi diye sorsam , evet cevabını vereceklerine emin değilim.

Bunun böyle olacağını C.H.P nin önümüzdeki seçimde vatandaşlardan kendi partileri için borç oy istemesi, yani bir başka şekilde hala bu sıkıntılı durumdan partisel menfaat çıkarmayı düşünmelerinden anlamak mümkündür.

3- Diğer

Bence bu gün için en önemli ve olması gerekenin iktidar karşısındaki düşünce ve görüş sahiplerinin bir araya gelip milliyetçi, laik, modern, tahsil ve görgü seviyesine sahip   kişilerin bir yeni partinin bünyesinde yer almasının gerektiğini düşünüyorum.

Bence artık ülkemize,  eski kafada ve yapıdaki partilerin,  gerek iktidar gerekse muhalefet olarak katkı vermesi mümkün değildir.

Bloğumun sonunda aslında karamsar bir tablo çizmek hiç istemiyorum ama önümüzdeki dönemde çok sıkıntılı bir sürecin olduğunu kabul etmek gerekir.

1-  ABD Merkez Bankası’nın (FED) in uygulaması sonrası zaten çok kırılgan olan mali yapımız sayın Başbakan’ ın esip gürlemesi sonucu ülkemizi büyük bir sıkıntıya sokmuş ve bence bu sıkıntı uzunca bir süre daha devam edecektir.

2- Suriyeden savaş nedeni ile ülkemize gelenlerin sayısı 300.000 i buldu hatta geçti deniliyor.. Bu gün sınırdan girişi zorlaştıracak 3 metre çukur kazılması gelecek yeni Suriyelilere mani olmak için yapılmışsa bu kadar büyük bir nüfusu nasıl geri gönderileceği  de önemli bir sıkıntıdır.

3-  En önemli sorun ise herkesin kabul edeceği gibi Barış Süreci dir. PKK nın Güneydoğuda kendine şimdiden bir bölge belirlemesi ve insanları bir şekilde yönetmesi ise çok düşündürücüdür.

Gerek Diyarbakırdaki toplantıdaki Konfederasyonun gerekse BDP nin gerekse PKK nın isteklerine  Sayın Başbakanın nasıl tepki vereceğini korkarak bekliyorum.

Gezi olayları gibi çok basit olayları bile aşırı tepki ve şiddetle çözmeye çalışan sayın başbakanın  yukarıdaki  sorunlara da benzer bir yaklaşım gösterip suçluları kendi dışındaki bunlar dediği insanların içinde aramaya kalkarsa vay anam vay demekten başka elimden bir şey gelmez.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorum yapın