Geçen günkü bloğumda insanların fikir ve düşünce bazında değişimini anlatmaya çalışmıştım.
Bu gün o günkü fikrimi kuvvetlendiren Bernard Shaw’ ın bir deyişini sizlere aktarmak istiyorum.
” Değişmez kural, değişmez kuralın olamayacağıdır.
Yaşanan olaylara şöyle bir bakılırsa eski yıllarda tartışılması bile mümkün olmayan bazı konularda artık bırakın görüş bildirmeyi yeni uygulama şekilleri bile gerçekleştirildiği görülmektedir.
Özellikle iktidar, önce kaldır kolu indir kolu sistemi ile , her istediği şeyin yapılması istemediği şeylerin yapılmaması esasına dayalı, tabir yerinde ise Bitpazarı usulü bir torba kanunu hayata geçirip bir gün sonra bu ve buna benzer kanunlara atıf yaparak ülke düzenine ayar vermektedir.
Silivri sonrası verilen kararların kesinleşmesinin ancak Yargıtay sonrası mümkün olacacağı bilinmesine ve ülkemizin Barış Süreci , Güneydoğuda yaşananlar, Suriye sıkıntısı ve Mısır olayları gibi dünya kadar sorunlarımız varken ben özellikle muhalefet partileri ve sosyal medyanın hala Ergenekonu en önemli konu olarak kabul etmesini büyük bir kaygı ile izliyorum.
Muhalefetin özellikle Ana Muhalefetin hala iktidarın gündeminden kendini kurtaramamasının utancını taşıyorum
Özellikle Ana Muhalefetin bir önceki Başkanına yöneltilen iktidar olmak istemez devlet yardımı ve İş Bankası Gelirleriyle yaşayıp gününü gün eder sadece Salı günü partisinin Grup Toplantısında attığı hamasi nutuklarla gün geçirir eleştirisinin bu günkü başkan ile de aynen sürdürdüğünü üzüntü ile görmekteyim.
Suriye sınırında 3000- 3500 kaçakçı askerimize saldırıyor ve ülke içinden bazı yerleşikler de buna ateşle destek veriyorsa bunların kaçakçı olup olmadıklarından tutun ülkenin kaderi için çok daha etkili bir muhalefet yapılmasına bence şiddetle ihtiyaç vardır.
Yavru muhalefetin sert görünümlü elini kolunu sallayarak yaptığı muhalefet ise yaşı bana yakın olanların kolayca hatırlayacağı Amerikan Filmleri yapımcısı Metro Goldwyn Mayer’ in film öncesi kükreyen aslanını hatırlatmaktadır.
Bir yandan Apo ile birlikte hareket eden bir azınlık partisinin gündemine ve iktidara nasıl yüklendiğine bakıyorum, diğer yandan bizim asıl muhalefetimize inanın içim acıyor.
Bu gün ülke siyaseti için gerek iktidara gerekse muhalefete aklımca bir uyarı yapmak için blog yazmak istiyordum. Hepsini uyarmak istiyordum.
“..Herşeyi bilmenize gerek yok haddinizi bilin yeter!” diyecektim yola o düşünce ile çıktım nerelere geldik.
Eğer muhalefet özellikle Ana Muhalefet bu tutumunu sürdürürse Franz Kafka’ nın bir iddiasını onlara hatırlatacağım.
” Dünya ile sizin aranızda bir savaşta ben, dünya üstüne bahse girerim.” -diyor o
Hadi onu utandırın