Artık içimizi karartıp bizi bay yapan günlük olaylardan kendimizi kurtaracak bir Pazar günü bloğu yazmaya niyetlenmiştim ki, vatandaşların bu yazıyı yazdığım sırada Taksim Gezi Parkında toplanacaklarını öğrendim.
Yapılan iş çok demokratikmiş. Gezi Parkında birbirlerine su tabancası ile ateş edecekler, bir defile yapılacak ve bazı şarkıcılar da konser verecekmiş.
Canları ne isterlerse yapsınlar kendi takdirleridir. İnşallah kimsenin burnu konamaz.
Karşılarındaki iktidar yanlısı medya ve bizzat iktidarın kendisi bile hiç gaz kesmeden göz altına alma ve tutuklamalara devam ettiğine göre ne söylesem boş.
Atlar tepişir arada sadece çimenler ezilir.
” Demokrasi, iki kurtla bir kuzunun akşam yemeğinde ne yeneceğini oylamasıdır.” diyor” Benjamin Franklin
Biz bu günkü bloğumuza dönelim. Konumuz hayvan sevgisi.
Her ne kadar toplumumuzda hayatında değil kedi köpek, bir muhabbet kuşu, su kaplumbağası veya bir akvaryum balığı bile beslememiş olanlar olsa da bunlar çok azdır.
Genellikle hepimiz o veya bu yaşta bir hayvan beslemişizdir.
Ben çocukluğumda Sarmanlı evde yaşadım daha sonra hemen hemen her hayvanı besledim, kuş, su kamlumbağası, akvaryum balığı ve köpek.
Köpekle ilgili olarak bir şeyler söylemek isterim. Çocukluğumda o pek iri cüsseli olmayan orta büyüklükte sokak köpeklerinden korkar ve iri köpeklere ise sevgi duyardım. Bu nedenle önce kurt sonra kangal köpeğim oldu ancak İstanbula gelirken onları dostlarıma bıraktım.
Şimdi yollardaki büyük köpekleri severim ancak orta boy köpeklerden korkmam hala devam eder. Bir konu da eğitimleri ile ilgili.
Bir nedenle Viyana’ ya gitmiştim. Bir kitabevine girdim, yolda okumak için bir roman almayı düşünüyordum. İçerde büyükçene bir köpekle beraber olan bir hanımefendi vardı. Ben yanlarından geçerken köpek bana az sesli olarak hırladı. Sahibi olan hanım bir benden özür diliyor bir eğilip köpeğin kulağına bir şey söylüyor. İnanmayacaksınız köpek her kulağına söylenenden sonra ufaldı halı gibi oldu.
Bunu anlatmamın nedeni eğer köpek ile yaşamak istiyorsanız kesinlikle eğitimini kendiniz vermeyin profesyonellerden yararlanın.
Kedilerle ilgili olarak ta şunu söyleyebilirim. Onlarla yaşamak daha kolaydır. Bakım ve gıdaları köpeğe göre daha uygun fiyatlıdır. Ayrıca daha sesli ve renklidirler. Bilmem bilirmisiniz kediler 100 değişik ses, köpekler ise 10 ses çıkartabilir.
Hayvanlar da genellikle sahiplerine benzerler ve çoğunlukla egoistlerdir.
Dünyayı su bassa ördeğin ne umrunda…
İnsanları tanıdıkça hayvanları daha çok seviyorum diye bir özdeyiş vardır bilmem katılırmısınız.
Tabii bu hayvan sevgisini çok abartmamak ta gerekir. Bazen , şaka yollu da olsa bazı müzmin bekarlar evlenmeme nedenlerini hayvanları öne çıkararak anlatırlar.
“Eğer evlilik, birini besleyip temizlemek, sınırlı iletişim ve basit bir kaç komutu yerine getirmekse o zaman ben de faremle evliyim”
Bu Pazar günü için bu kadar sululuk yeter. Umarım haftanın stresini bir az üstünüzden atmanıza yardımcı olmuşumdur.
Hayat !!! Çocukluk, erginlik, aile, hayvanlar , dostluklar ve beklentiler
Bu gün Taksim’e çıkanlara gene su, gene gaz ve gene gözaltılar.
Vali aslında bu gün veya yarın Gezinin vatandaşlara açılacağını bildirdi, Ancak orada toplu olarak bir araya gelmek ve herhangi bir görüş bildirmek yasakmış. Bunun ile ilgili validen izin alınacakmış. Yani muhtemelen Taksim’ e çıkmak için bir kart hazırlatılacak ve bu kart sahibi olmayanlar Taksim’ e çıkamayacak.
Hoş dün gece Taksim’ e çıkacakları sindirmek için yeni bir mehteran takımı kurulmuş. Elleri palalı tek tip elbiseli
” Ceddin dede neslin baba”
Bu insan bile diyemeyeceğimiz insanları özel izinle öne çıkaranları bir özdeyişle hatırlayıp bloğumuzu sonlandıralım.
” Hayat yaşandığı kadar vardır. gerisi ya hafızadaki hatıra ya da hayaldeki ümittir”