İnsan Mühendisliği,Bebeler, Kurt Vonnegut

 

Bu gün size belki de bu güne kadar hiç ismini duymadığınız bir A.B.D li bir hümanist yazardan bahsetmek istiyorum.

Ben bundan bir kaç sene evvel sayın iktidarın kapalı daha sonra yarı açık alanlarda tütün kullanımını yasakladığı zaman tepki göstermiş ve benim gibi özellikle 50 seneye yaklaşan nikotinik yaşam sahiplerine özel bir kart çıkartılıp ” Her yerde sigara içebilir” denmesinin doğru olduğunu söylemiştim.

Tabii öyle bir uygulamaya geçilmedi ben de baktım iktidarla itişmenin faydası yok sigarayı bıraktım.

Kimse benden  “Oh rahat ettim , nefesim düzeldi, sağlığıma kavuştum ” dememi beklemesin. Para cebime kaldı ancak her an başlıyabilirim çünkü bir ameliyatım öncesi yapılan anjiyoda kalp damarlarım hemen hemen sorunsuz çıktı, ameliyatımı yapan doktor  48 sene brüt 41 sene net ( Arada 2 defa sigarayı bırakıp tekrar başladım) sigara içtiğime pek inanmadı

Sigara ile ilgili tepki veren başka biri varmı derken karşıma Kurt Vonnegut Jr çıktı.

kurt vonne2O da sigara paketlerinin üzerindeki uyarılara rağmen hala ölmemiş olduğu için (günde üç paket içtiği söylenir) Pallmall şirketine  1 milyon dolarlık bir dava açan yazar.

Doğal olarak  o da hava  almış.

Kurt Vonnegut Jr. (11 Kasım 1922 – 11 Nisan 2007), ABD’li hümanist yazardır.

Kurt Vonnegut, 1922 yılında ABD‘nin Indianapolis şehrinde dünyaya geldi. Cornell Üniversitesi‘nde biyokimya okuduktan sonra II. Dünya Savaşı‘nda Avrupa‘da asker olarak hizmet verdi. Almanya‘da savaş esiri olarak ele geçirildi ve Dresden şehrinin (Almanya) müttefik kuvvetler tarafından bombalanmasına şahit oldu. Bu olay Vonnegut’u derinden etkiledi ve sonucunda en başarılı romanı, Slaughterhouse-Five‘ı (Mezbaha No 5), yazdı. Bu kitap sayesinde çağdaş Amerikan yazarlarının başta gelenlerinden biri oldu.

Dünyayı sallayan tesbiti ” İnsanlar olmasaydi dünya bir mühendisler cenneti olurdu”

İnsan mühendisliği 21. yüzyılda ortaya atılmış bir kavramdır. Buna göre, insan denilen varlığın öğrenme edim ve etiği planlanabilir, birey ve toplumların bilişsel ve duyuşsal yapıları tasarlanabilir. Bu kavram  Gezi Parkı olayları ile gündeme gelmiş ve oradaki hiç bir gruba bağlı olmayan eylemcilerin davranışı nedeni ile çok kullanılmıştır.

Özellikle İskandinav ülkelerinde insan mühendisliği adı altında disiplinlerarası çalışma alanları oluşturulmuştur.

İnsan mühendisliği, insanı yönetme sanatıdır. Bir başka ifadeyle insan mühendisliği, insanı yönetme sanatı ve “insan kalitesi”ni arttırmaya yönelik tüm çaba ve uygulamalardır.

Örneğin bir fiilin değerlendirmesinde  “insana faydası/hoşnutluğu” esas olarak kabul eder. Bu açıdan da sekülarizmle sıkı bir ilişkisi vardır.

Sekülerizm veya sekülarizm; toplumda ahiretten ve diğer dinîruhanî meselelerden ziyade dünya hayatına odaklanılması yönündeki hareketlerin tümü olup bazıları tarafından laiklik olarak kabul edilmiş olup  bence yanlıştır. . T.D.K, ( Türk Dil Kurumu) da sekülerizm kavramına karşılık olarak laiklik değil dünyacılık sözcüğünü önermiştir.

Bu büyük ustanın önemli bulduğum bazı özdeyişlerini sizinle paylaşmak isterim.

Özellikle iktidardakilerle iktidar yanlılarının ilk özdeyişi çok iyi anlamalarını bekliyorum.

” Yalnızca tek bir kişiyi mutlu etmek için yazın. bir pencere açıp, lafın gelişi, tüm dünyayla sevişmeye kalkarsanız zatürre olursunuz.”

” Dünyalılar kendileri yerine, biraz düşünsün diye bilgisayarları icat ettikleri zaman bile, onları bilgelikten çok dostluk için tasarladılar. Ve böylece belalarını buldular.”

” Merhaba bebeler. Dünya’ya hoş geldiniz. Buranın yazları sıcak, kışları soğuk geçer. Burası hem yuvarlak, hem ıslak, hem de kalabalıktır. Taş çatlasa bebeler, yaşayacak en fazla yüz yılınız var. Bildiğim tek bir kural var bebeler – “Şevkatli olacaksınız ”

Kendisi Amerikan hümanist derneğinin onursal başkanı olan bu kişinin yazmış olduğu son cümle ise onun doğa ve hayvanı da en az insan kadar değerli gördüğünü ne kadar güzel anlatıyor.

  “Hayat bir taşa, bir fareye bile reva değildir.”

 

 

 

 

Yorum yapın