Bu gün eski günleri özellikle Osmanlıyı özleyen insanları görüp okudukça aklıma hep Albert Camus gelir.
O
” Zamanımdan ayrılamayacağımı anlayınca, onunla birleşmeye karar verdim.” demiştir.
Ne kadar düzgün bir tesbit.
Sen hem elinde telefon önünde tablet altında jip hem de en büyük Fatih Yavuz diyeceksin.
Vites kollarına tesbih takacak arabaların arka camlarına padişah tuğrası yerleştireceksin.
Bir yandan kamuda çalışan bayanlara , bazı meslekler dışında, başörtülü olarak görev yapma imkanını tanıyacak ama bununla yetinmeyecek her meslekte başı örtülü görev yapma imkanını talep edeceksin, diğer yandan etekler diz altında olacak kot giyilmeyecek diye başı açık çalışmak isteyenlere ayar vereceksin.
Ortega Gasset diyor ki:
“Bu dünyada hiçbir şey, kitle kültüründeki yozlaşma kadar bulaşıcı değildir.”
Gelin de İspanyol filozofa hak vermeyin.
Hele bir de Neşet Ertaş’ a kulak verin bakalım usta ne demiş
Zaman sana uymaz boşa çalışma
Gel gardaş zamana uymasını bil
El aklıynan gezip boşa dolaşma
Gel gardaş zamana uymasını bil
Cehalet şu bana neler eyledi
Boş yere bağladı boşa eyledi
Garip bu sözleri sana söyledi
Gel gardaş zamana uymasını bil
Bu gün canım daha fazla yazmak istemiyor
Anlayana sivrisinek saz
Anlamayana bir tutam iktidar